İnsanların, yaptıkları veya yaşadıkları şeyleri belirtmek için kullandıkları kelimelerin anlamları, inanılmaz derecede belirsizdir. İnsan, böyle kelimeleri kullanırken, neyin hakkında konuştuğunu “anladığını” düşünür ve, daha da şaşırtıcı, diğer insanların da onu “anlayacaklarını” ümit eder! Gerçekte ise diğer insanlar aynı kelimeler altında genellikle biraz farklı veya tamamen farklı şeyleri anlıyor veya hatta hiçbir şeyi anlamıyorlar. Mesela, “eğer (şöyle ve şöyle olursa veya şöyle ve şöyle yapılırsa) daha iyi olur” veya “bunda kötü hiçbir şey yok” gibi cümleleri nasıl çözümlemek mümkün? On kişiden böyle bir cümleyi başka kelimelerle yazmalarını rica et ve, bu notları karşılaştırarak, herkesin kendine has bir şeyi kastettiğini, yarın ise onun artık başka bir şeyi “kastedeceğini”, sen kolay keşfedersin.
Sonuçta, ussal açıklığa, karşılıklı anlayışa ulaşmak için imkan olmuyor, açıklık olmadığı zaman da sevinçli arzular tezahür etmez, mekanik arzular kuvvet kazanır.
Şöyle bir mekanizmanın mevcut olduğundan da kendine hesap vermek lazım – her belirsiz (açık olmayan) kelime otomatik olarak mefhum-kelime ile değiştirilir, mesela, “bu, konstrüktif olmayan bir çözüm” – “bu, kötü bir çözüm” ile değitirilir veya “böyle davranmak adaletli değil” – “böyle davranmak kötü, olmaz” ile değiştirilir. Bu, kullanılan kelimenin manası bulanık bir biçimde anlaşıldığı veya, bu ÇOK SIK olduğu gibi, büsbütün meçhul olduğu her zaman böyle olur. Eğer şimdi sıradan bir insanın dili ele alınır ve, manalarını açık bir şekilde tanımlayamadığı kelimeler, altları çizilerek, ayrılırsa, bu kelimeler onun otomatik olarak değiştirdiği kelimelerle değiştirildikten sonra, ortaya %99’u parazit kelimeler, mefhumlar ile dolu son derece yavan bir dil çıkar.
Halbuki, belirli kelimelere belirli manalar vermek o kadar da zor değil. Bunun için ayırt etmek lazım – özellikle sen (ve başka insanlar, eğer onlar kendi algılarını ayırt etmeye yöneliyor ve onları saptayabiliyorsa), bir takım kelimelerle adlandırdığın bir şeyi yaptığında, neyi daha sık yaşıyorsun.
Ben, aşağıda böyle tanımların listesini getiriyorum. Bu listeden olan kelimeleri ÖZELLİKLE onlara verilen manalarda kullanmayı dene ve izle – senin ussal açıklığa ulaşmak yeteneğin daha güçlü olur mu, sevinçli arzular ve ES’ler tezahür etmeye başlar mı, araştırmaları gerçekleştirme prosesi kolaylaşır mı, buluşların sayısı artar mı.
İlkin sende sık duraksamalar olacak, manaları hatırlamak için sık sık sözlüğe bakacaksın, fakat zamanla zorluklar kaybolur ve sonuçta, billur gibi saydam bir dağ deresi imajıyla rezonans eden bir açıklık hep daha sık ve daha sık meydana gelecek.
Bu listeyi ben, ona yeni terimler katarak, devamlı artıracağım.
(Word veya Html’de kelime aramasını, “Ctrl + F” tuşarına basarak yapmak mümkün).
**********
*) “Algılar” – hakkında “bu algılanıyor” diye söylediğimiz mevcut olan herşey.
*) “Beş Khandh” = kişisel algıların beş tipi – hisler [fiziksel olanlar] (görsel, tatsal, dokunsal, koklamsal, işitsel, cinsel v.s.), duygular (negatif ve pozitif), fikirler, arzular, ayırt etme.
*) “Negatif Duygular” (ND) – şu aşağıdaki belirtilere sahip duygular:
1) onlar tezahür ettikleri zaman ve tezahür ettikten sonra aptallaşma (yani algıları ayırt etmek yeteneğinin ve arzusunun ani zayıflaması) geliyor;
2) onlardan sonra kötü fiziksel keyif meydana geliyor;
3) onlardan sonra ilginin, beklentinin, şevkin, diğer ES’lerin, sevinçli arzuların kaybı meydana geliyor;
4) onların devam etmesi açık düşünüş ile bağdaşmaz;
5) onların devam etmesi ES’ler ile bağdaşmaz;
6) ND’leri yaşarken, sen programlanmış bir robota benziyorsun – tepkileri ve davranışları önceden hesaplamak kolay; senin davranışların son derece etkisizdir;
7) ND’lerin akımından, ısrarlı ve azimli bir antrenman olmadan, sıyrılmak hemen hemen imkansızdır – onları herhangi bir durumda yaşamayı bırakmak istesen bile, onlar kesilmez – bin kere sağlamlaştırılmış bir alışkanlığın gücü böyledir.
(Çeşitli ND’leri belirtme örnekleri: kıskançlık, kendine acıma, korku, hiddet, sinirlenme, memnuniyetsizlik, kırgınlık, taşkın öfke, şaşkınlık, hakaret, öfke, haset, kuşku, endişe, istihkar, nefret, utanç, kincilik, hüzün, hasret, hayal kırıklığı).
*) “Pozitif duygular” (PD) – onların belirtileri:
1) onlar, ND’lerin tam karşıtlarıdır: haset – kinci sevinç, memnuniyetsizlik – memnunluk, kendi kusurluluk duygusu (KKD) – kendi önemlilik duygusu (KÖD), endişe – uyuşuk bir huzur ve aleladelik, yenilgi acısı – zafer “sevinci”, yalnızlık hüznü – hastalıklı bir dostluk ifadesi, yaltaklanma ve saire;
2) onlardan sonra yorgunluk, bitkinlik, ilgisizlik meydana geliyor;
3) onlardan sonra kötü fiziksel keyif meydana geliyor, bu, ND’lerden sonra olduğu gibi, o kadar belirgin olmasa da;
4) onlar devam ettiği esnada, er ya da geç sona erip ND’lerin meydana geleceği korkusu vardır;
5) onların devam etmesi ES’lerle hemen hemen %100 bağdaşmaz – istisnayı, PD’lerin ilgili ND’leri dengelediği ve boş kalan aralıkta ES’lerin yankısı bir an için görünüp kaybolabilen zamanki durumlar oluşturur;
6) onlar tezahür ettiği zaman ve sonrasında aptallaşma meydana geliyor;
7) onların devam etmesi açık düşünüş ile bağdaşmaz, bu, ND’lerde olduğu gibi, o kadar belirgin olmasa da;
8) hep o “robota benzerlik”, PD yaşayan insanın tepkilerini ve davranışlarını önceden hesaplama kolaylığı; davranışların hep o etkisizliği;
9) PD yaşamak arzusu daha çok uyuşturucu bağımlılığını andırır – alınmamış PD’lerden dolayı meydana gelen “hastalıklı haller” son derece “ağrılı” olabilir, yani güçlü ND’ler ile eşlik edilirler.
*) “Esinli Sezgiler” (ES) – onları belirtmek için “sevgi”, “güzellik duygusu”, “yönelim”, “huzur”, “yaratıcılık sevinci”, “sempati”, “hayranlık”, “beklenti”, “öngörme” v.s. kelimeleri kullandığımız algılar (“Tasvirlerle ES’lerin Listesi” bölümüne bak.).
ES’lerin ayırdedici özellikleri:
1) ancak kuvvetli yoğunlukları esnasında farkedilirler – objesizlik, “bana ait olma”nın ve “sana yönelik olma”nın yokluğu.
(Sen, eğer hafif bir sevgiyi yaşıyorsan, “ona karşı sevgi yaşadığını” sanıyorsun, fakat, eğer sevgi güçlü, hele ekstatik bir hal alıyorsa, bu sevginin “senin” ve “ona karşı” olmadığı, başka insanın sadece sevgi için esinli bir faktör olduğu açıklığı meydana geliyor).
2) her ES, diğer ES’lerle rezonans ediyor;
3) ES’ler, kederlenmelerle bağdaşmaz – kederlenmeler ne kadar daha güçlü olursa, ES’ler o kadar daha zayıf ve seyrek olur.
*) “Negatif Fon” (NF) – çok zayıf yoğunluktaki ND’lerin toplamıdır. Çok belirgin fışkırmaları olmaz, zaman içinde çok uzar, saatlerce, günlerce, aylarca, bütün hayat boyunca sürebilir. Onda belirli ND’leri ayırtetmek zordur. ND’lerin bastırılması (ileride bak.), NF’yi kuvvetlendiriyor.
*) “Negatif Enerjili Hal” (NEH) – bizim genelde “kötü fiziksel keyif”, gevşeklik, apati, “hiçbir-şey-olmuyor”, “bedende bir ağırlık” v.s. olarak adlandırdığımız nahoş [fiziksel] hisler toplamıdır.
(NEH, ND gibi aynen kusursuz bir şekilde giderilebilir. NEH’in belirme karakteri NF’ye yakınsa, NF’yi gidermek için uygulanan metotlar ve, NEH’in belirme karakteri şu an ND’ye yakınsa, ND’yi giderme metotları en çok etkilidir).
*) “Negatif Tutum” (NT) – saldırgan ND’lerin kısa, zayıf fışkırmaları (memnuniyetsizlik, sinirlenme, saldırganlık, istihkar v.s.).
(Koyu zehirli bir sis tabakasını çağrıştıran NF’den farklı olarak, ayrı zehirli böceklerin koyu sonsuz bir bulutunu çağrıştırıyor.
NT fışkırması sıradan bir insanda hemen hemen her algıdan meydana geliyor, özellikle faaliyet esnasında, insanlar arasında bulunduğu, onlarala temas ettiği, onları düşündüğü zaman).
*) “4N” – ND, NEH, NF ve NT.
*) “Kırgınlık” – kendine acıma + saldırganlık + kincilik.
*) “Kancıksallık” – KÖD + saldıganlık + kinci sevinç + aşağılamak, maskara yapmak, cezalandırmak arzusu.
*) “Kavrama” –
a) ussal açıklığı kuvvetlendiren,
b) açıklık ES’i ile rezonans eden,
c) diğer ES’ler ile rezonans eden bir fikir.
*) “Mekanik Arzu” (ma) – öyle bir arzu ki:
a) hem “gerek” gibi parazit kelimeleri, hem de teşvik edici ifadeler içeren musallat mefhum-fikirlerle koşullanmıştır, ki sonuçta “şuraya gitmek gerek”, “şöyle yapmak lazım”, “şu şekilde davranmak iyi olurdu”, “bunu yapmamak adaletli değil” gibi Frankenstein’lar ortaya çıkıyor ve sen gidiyor ve bunu, sevinçli arzunun yokluğuna rağmen, ND’leri (memnuniyetsizlik, kendine acıma), NEH’i (yorgunluk, gevşeklik), PD’leri (kendinden hoşnutluk, KÖD) yaşayarak, diğer mefhumları (“iyi ki bunu yaptım, bu doğrudur, böyle yapmalı işte”) destekleyerek, yapıyorsun;
b) ND (aleladeliği veya can sıkıntısını tıkamak arzusu, sinirlenmeyi ve NT’yi güçlendirmek arzusu) ve PD (KÖD’yi, kendinden hoşnutluğu yaşamak arzusu) ile koşullanmıştır;
c) mekanik bir alışkanlıkla koşullanmıştır – işten gelince sen her zaman televizyonu çalıştırıyorsun ve, haberler seni hiç ilgilendirmiyorsa bile, gene onları tam bir aptallaşma içinde izliyorsun;
d) NEH ile koşullanmıştır (gevşekliği yaşıyor ve onu gidermiyorsun, bunun tersine, kanepeye yatıyor ve kendini ona veriyorsun);
e) diğer mekanik duygularla koşullanmıştır.
*) “ES’lere Sahip Olma Arzusu” – ES’leri, diğer mekanik arzuları gerçekleştirmek için kullanmak mekanik arzusu (“ES’ler için [sevinçli] arzusu”ndan – ES’leri şimdi yaşamak arzusundan – farklı olarak).
*) “Mefhum” – bilimde bu kelime, deneysel verilerin hipotez ve yorumlarının oldukça çelişkisiz sistemini belirtmek için kullanılır. “Düz Yol Pratiği” (DYP) bağlamında o, konuşma dilinde kazandığı manaya uygun olarak kullanılır – “mekanik olarak, yani düşünmeden, körükörüne benimsenmiş bir kanı, bir iddia”.
(Mefhumların mekanik olarak benimsenmesi, mekanik arzuların, negatif duyguların (mesela, kendi kusurluluk duygusunun (KKD), sıkılmanın, kendine karşı negatif tutum (NT) korkusunun, tecrit edilmiş olmak korkusunun v.s.) etkisi altında, kendi akıl yürütmeler olmadan, gerekçeler aranmadan, gerçekleşiyor. Yani, iddiaya peşinen inanılıyor ve bundan sonra insan, o kayıtsız şartsız bir gerçekmiş, gerekçelendirilmiş bir şeymiş gibi yaşıyor).
*) “Kederlenmeler” – ND’ler ve PD’ler, [yalan] mefhumlar ve mekanik iç diyalog, mekanik arzular, negatif hisler (NEH, musallat hareketler, “kötü keyif”).
*) “Sevinçli Arzu” (sa) – en az olarak beklenti, coşkunluk, sevinç, sebat ile rezonans eden bir arzu.
(Sevinçli arzuyu mekanik arzudan ayırt eden bir takım belirtiler vardır, mesela,eğer sa’yı gerçekleştirmek olmadıysa, ND meydana gelmez, v.s. – kitapta bak.).
(Her türlü bir arzu – algıları değiştirmek arzusudur).
*) “Siklon” – öyle sa’lar ki:
1) şiddetleri 6-7’nin üstündedir;
2) çok dayanıklı, son derece uzun bir süre tezahür eder;
3) beklenti, öngörme, diğer ES’lerle eşlik edilir;
4) “fiziksel heyecanlar”la (FH) – mesela, göbek kısmında bir “kırılma”, sırtta bir “kaynama”, boğazda keskin bir zevk, alnın ortasında bir basınç v.s. ile – (en azından zaman zaman) eşlik edilir;
5) “zaptolunmaz bir tutku” ile güçlü bir şekilde rezonans eder.
*) “Vazife” – [algıları değiştirmek için] ısrarlı bir sevinçli arzu.
*) “Rezonans” – ES’in netliğinin, yoğunluğunun (veya herhangi diğer niteliğinin), kederli olmayan başka bir algı (mesela, ağaç algısı) veya ES tezahür ettiğinde, kuvvetlenmesi.
*) “Esinli Faktör” (EF) – ES ile razonans eden algı.
*) “Samimiyet” – algıları ayırt etmek sevinçli arzusu.
*) “Kendini Aldatma” – algıların saptanmasını [kendi için] çarpıtmak mekanik arzusu.
*) “Yalancılık” – kendi algılarına dair saptanmış bilgiyi çarpıtmak mekanik arzusu.
(Eğer sen, “kıskançlık yok” diye saptadığını bildiriyor, fakat kıskançlığı yaşayan bir insanın davrandığı gibi davranıyorsan, sende bir kendini aldatma veya yalancılığın mevcut olduğunu tahmin etmek için bende sebep vardır).
*) “Dürüstlük” – yalancılığı bastırmak mekanik arzusu.
*) “Emin Olmak [algının varlığından]” – şu veya bu algıyı sabit bir şekilde ayırt etmek.
(Dolaylı olarak bu algının ayırt edilmiş olduğuna, ya “ben [bu algı toplamını] ayırt ediyorum”, “[bu algı toplamı] mevcut” fikrinin var olduğundan, ya da bu algının hatırasının var olduğundan, hükmetmek mümkün).
*) “Hatıra” – “bu olmuş” fikriyle ve bundan emin olmakla eşlik edilen her türlü algı.
*) “[Algıyı] Akılda Saptama” – ayırt etme + “ben bu algıyı ayırt ediyorum”, “bu algı mevcut” fikri.
*) “Terim” – onunla belirli bir algı toplamını belirttiğim bir kelime.
*) “[Es’leri] Hatırda Tutma” – bir kerelik bir fışkırmayla değil, az ya da çok yoğun bir şekilde bir zaman süresi içinde tezahür eden ES’leri yaşamak sevinçli arzusu (Essa). Buna göre de, az ya da çok yoğun bir hatırda tutma hakkında söylemek, onu saptamalarda tüm zamanından yüzdeler halinde hesaplamak mümkündür.
(Essa’yı, “ES’leri yaşamak istiyorum” fikriyle karıştırmamalı! Ayırt etme sanatı, antrenman ile yetiştirilir).
Hatırda tutma – yoğun bir sa olduğuna göre, onun ESsa’nın ve ES’lerin yoğunluklarının esaslı olarak güçlenmesine getirmesi şaşılacak bir şey değildir.
Hatırda tutma – düşünme değildir, onun için onunla HER TÜRLÜ faaliyet çeşidini, bu arada yoğun bir entelektüel çalışmayı da, eşlik etmeye öğrenmek mümkündür.
*) “Düz Yol Pratiği” (DYP) – senin istemediğin algıları istenenlerle art arda olarak gerçekleştirilen değiştirme. Bunun için, böyle bir değiştirme için, sevinçli arzu yaşamak ve onu ısrarla ve azimle üretmek lazım, ta ki yeni oluşturulan alışkanlık eskisine, bir zamanlar mekanik bir şekilde oluşturulmuş olanına, ağır basıncaya kadar. Ben bu yola özellikle “düz” adını veriyorum, çünkü onu gerçekleştirmek için tek bir esaslı şart gereklidir – senin yerinde tezahür eden algıları değiştirmek için sevinçli arzunun var olması.
*) “Gayret” – [algıları, istenmeyenlerden istenenlere değiştirmek] için konsantreli ve yoğun bir sevinçli arzu. “Konsantreli” – demek, karmakarışık oyalanmalar zayıftır.
(Mesela, “ND’leri gidermek için gayret etmek” – bu, kasları germek, dişleri sıkmak veya özel bir şekilde nefes alıp vermek demek değil, bu, ND’ler yaşamaya bırakmayı, ES’ler yaşamaya başlamayı çok kuvvetli bir şekilde istemek ve sonuca ulaşmanın beklentisi yaşamak, demektir).
*) “[İstenen] Sonuç” – istene algıların, bu algıları elde etme gayretlerinden sonra, tezahür etmesi.
(Böylece, suratlar ancak sevinçli arzular halinde “sonuç” hakkında konuşmaya anlaşıyorlar. Suratlar için bu, amaca uygundur, çünkü birbirimizi ve kendimizi sonuçlar hakkında sorarken, biz her zaman, mekanik değil, asıl sevinçli arzuları kastediyoruz).
*) “Yenilgi” – sonucun yokluğu ve bunun saptanması.
*) “Tecrübe” – sonuçlar ve yenilgiler toplamı.
*) “Netice” – istenen algıların, bu algıları arzu ettikten (bu arada mekanik olarak da arzu ettikten) sonra, tezahür etmesi.
(Böylece, “sonuç”, “netice”nin münferit bir olayıdır).
*) “Sonuçlar” – sevinçli veya mekanik arzuların gerçekleştirilmesinden sonra tezahür eden her türlü algılar.
(Böylece, sonuç ve netice – sonuçların münferit olaylarıdır).
*) “[Algıların] Çok-Bağlı Kompleksi” – çok sık, veya hemen hemen her zaman, veya her zaman aynı anda veya doğrudan doğruya birbirinin arkasından tezahür eden algılar toplamıdır.
(Mesela, “benim kız arkadaşım” – algıların çok-bağlı bir kompleksidir, çünkü hemen hemen her zaman ben aynı anda veya doğrudan doğruya birbirinin arkasından “onun yüzü”, “onun vücudu”, “onun sesi”, “onun sözlerinin manası” v.s. olarak belirttiğim şeyleri ve çok sık olarak “onun ceketi”, “onun okşamaları” v.s. olarak belirttiğim şeyleri algılıyorum).
*) “[Algıların] Bağlı Olmayan Kompleksi” – seyrek veya çok seyrek olarak aynı anda veya doğrudan doğruya birbirinin arkasından tezahür eden algılar toplamı, öyle ki, onların ortaya çıkmalarındaki sabit yasallıkları onları gözetme analizinin yardımıyla bulmak elde değildir. Böyle kompleksleri belirtme örneği: “şartların bir araya gelmesi”, “olayların karmakarışık olarak birbirinin üzerine yığılması”, “kaos”, “bilinmeyen”. Esinli ayırt edici şuurun ve açıklık ES’inin bu tanımın çerçevesi dışında kaldıklarını belirterim.
*) “Eşlik Eden [algı veya algılar toplamı]” – öyle bir algıdır ki, “eşlik edilen” algılarla beraber çok-bağlı kompleksin elemanları durumundadır. Terim, ifadelerin strüktürünü sadeleştirmek için kullanılır.
(Günlük dilde “eşlik etmek” kelimesini, hem çok-bağlı kompleksleri (devrim, kan akıtmakla eşlik ediliyor), hem de bağlı olmayan kompleksleri (deprem, yağmurla eşlik edildi) belirtmek için kullanıyorlar. DYP’de ben bu kelimeyi sadece çok-bağlı kompleksleri belirtmek için kullnıyorum. ES’ler için ben “rezonans” terimini kullanıyorum).
*) “Alışkanlık” – öyle algılar ki, diğer algıların belirli toplamının tezahür etmesi esnasında (veya hemen sonrasında) tezahür ederler, öyle ki, birlikte onlar çok-bağlı kompleksi oluştururlar.
Mesela – sinirlenmeyi gidermek [tabii ki, sinirlenmenin tezahür ettiği anda] alışkanlığını oluşturmak, “sinirlenme – sinirlenmeyi giderme gayreti” çok-bağlı kompleksini oluşturmak anlamına gelir.
(Günlük dilde “alışkanlık” kelimesiyle, sık olarak tezahür eden herhangi bir algıyı da belirtiyorlar, mesela, “onun sinirlenmek alışkanlığı var” cümlesi, onun sık olarak sinirlendiği anlamına gelir. Bu, sinirlenmenin “bu insan” çok-bağlı kompleksinin içine girdiği anlamına gelir).
*) “Es’leri Yetiştirmek” – işbu ES’in sıklığını, yoğunluğunu ve başka tezahür etme niteliklerini artırmak için olan gayretlerin gerçekleştirilmesi.
*) “Şahsiyet” – tüm 5 khandh’dan olan algıların çok-bağlı kompleksi.
*) “Akort” – ES’lerin çok-bağlı kompleksi.
*) “Tek olan Hedef” – beklenti, sebat ve ciddiyet (sık olarak diğer ES’ler de tezahür eder) ile akort oluşturan yoğun ve dayanıklı bir sevinçli arzu. Geri kalan sa’lar, eğer onunla rezonans etmiyorsa, zayıflıyorlar.
*) “Proses” – birbirini izleyen algıların (“aşamaların”) çok-bağlı bir kompleks olarak ayrı tutulan toplamıdır.
*) “Aşama” – prosesin elemanı.
*) “[Algıların] Art Arda Gelmesi” – birbirini izleyen algıların toplamı.
*) “[Arzunun] (art arda gelme olarak) Gerçekleştirilmesi” – neticeyi arzulamakla eşlik edilen, haklarında netice ile bitecekleri tahmini mevcut olan algıların art arda gelmesi.
*) “Davranış” – arzunun gerçekleştirilmesinin bir öğesi.
*) “ES’lerin Doğurulması” – ES’lerin tezahüt etmesine ulaşma gayretinin gerçekleştirilmesi.
*) “ND’yi Giderme Prosesi” – en az şu aşağıdaki aşamalardan ibaret:
1) “ND” var diye kısa, neredeyse ani bir akli saptama;
2) ND’yi durdurmak için sevinçli arzu;
3) ND’yi giderme eylemi (yani, sevinçli arzunun konsantreli, güçlü bir fışkırması);
4) ES’ler için sevinçli bir arzu;
5) ES’leri doğurma gayreti (yani, ES’lerin direkt şimdi olmaları için sevinçli arzunun konsantreli fışkırması, ES’in içine “atlama”, kendini ES’in içinde “hatırlama”);
6) ES’lerin tezahür etmesi.
- madde yerine getirildikten sonra ancak giderme prosesini tamamlanmış saymak mükündür.
(“Giderme prosesi”, ND’leri giderme tecrübesi zayıf olduğu veya ND’leri gidermek için sevinçli arzu, ND’leri yaşamaya devam etmek için mekanik arzuya yeterince ağır basmadığı zaman, mevcuttur – bu halde ND’leri ES’lerle değiştirme yavaş geçiyor ve onda yukarıda sıralanmış aşamalar net olarak görülür. ND’yi giderme tecrübesinin edinmesi ve, ND’leri durdurmak ve ES’leri yaşamak için sevinçli arzunun güçlenmesi müddetince, ayrı aşamalar alışıkbir şekilde ve çok hızlı yapılmaya başlıyor, öyle ki, zamanla biz artık “proses” değil, “giderme eylemi” hakkında konuşmaya başlıyoruz.
Yukarıda sıralanan aşamalara başka aşamalar da, mesela, ES’ler için olan sevinçli arzuyu güçlendirmek arzusu veya “esinli faktörler” olan fikirler, eklenebilir, acayip şekilli devreler ortaya çıkabilir).
*) “ND’yi Giderme Eylemi” veya sadece “ND’yi Giderme” – öyle bir gayret ki, sonucunda:
a) ND’den ufak bir iz bile kalmıyor,
b) zayıf olsa da, ancak net olan bir ES meydana geliyor.
*) “Teknoloji” – arzuyu gerçekleştirme prosesinin aşamalarını [onların gidişleri sırasıyla] saptama.
*) “Keşif Hırsı” – şu aşağıdakilerden ibaret olan bir akort:
1) [pratikte] keşif yapma sevinçli arzusu (yani, yeni ES’ler, açıklıkların tezahürleri, yeni teknolojiler keşfi v.s.). Onun rezonans eden başka bir belirtmesi – öğrenmek sevinçli arzusu;
2) sır hissi;
3) ciddiyet.
*) “Dinlenme” – sonucu yorgunluk olan [fiziksel] aktivitelerde ara verilmesi.
(Ne NEH (gevşeklik, hiçbir-şey-olmuyor v.s.), ne de PD (memnunluk, sahip olma memnunluğu, kinci sevinç v.s.) dinlenme değildir. İnsan, PD yardımıyla “dinlenmek” istediği her defasında, yorgunluk ve 4N karışımından istenen hafifleme yerine sadece 4N’nin dışa itilmesi, onları, 4N’nin hızlı ve kaçınılmaz bir şekilde güçlenmesiyle beraber PD’lerle değiştirilmesi meydana geliyor. Dinlenmek için tek yol – fiziksel aktiviteleri durdurmak, ki insane, eğer dinlenme altında 4N’den kurtuluşu anlıyorsa, o zaman tek yol, onların giderilmesi ve ES’lerin doğurulması).
*) “Yorgunluk” – uzun süren veya yoğun olan fiziksel aktivitelerin sonucu olarak meydana gelen [fiziksel] hislerin toplamı. Aktivitelerde ara vermek arzusuyla eşlik edilir. ND, NF ve, gevşeklik, apati, tembellik, aleladelik gibi NEH’lerin yorgunluk olmadıklarını vurgularım.
Yorgunluk, ES’ler ile tamamen bağdaşır, bundan da fazlası – eğer fiziksel aktiviteler sevinçli arzu ile motive edilmişse, o zaman yorgunluk, hoş bir histir.
*) “Pozisyon” – saptanmış arzunun gerçekleştirilmesi sonucunda oluşturulan birden fazla algı toplamı.
*) “Durum” – saptanan arzuların dışında oluşan algılar toplamı.
*) “[Şu an kullanılan] Yoğunluk Iskalası” – DYP’de 10 dereceli ıskala kullanılır. Bu ıskalaya gore, 1 – algının en düşük yoğunluk derecesi, 10 – en yüksek. Pratiğin uygulanması esnasında algıların yoğunluğu sürekli olarak azaldığı/yükseldiği’ne gore, hesaba son zamanda (bir ay, birkaç ay) izlenmiş algılar alınır.
*) “Iskalayı Sıkılaştırma” – kederli algıların yoğunluklarının, bu yoğunlukların ortalamalarının istikrarlı bir şekilde azalmasından dolayı, yeniden değerlendirilmesi. Bundan önce 3-4 olan, şimdi 10 oluyor. Bundan önce “4’den fazla” olan, şimdi artık “ıskalayı geçen” oluyor. Bundan önce “çok zayıf” olan, artık 1’den 5’e kadar oluyor.
*) “Esaslı” – yoğunluğu 5’in üstünde olarak değerlendirilen.
*) “Önemli” – yoğunluğu 3’den 5’e kadar olarak değerlendirilen.
*) “İlgilendirmez” – sözü edilene dair önemli arzular yok.
*) “Güçlük”, “Zorluk” – öyle bir pozisyon veya durum ki, onlar varken, sonuca ulaşmak için esaslı gayretler harcamak gerekir.
*) “Boş Durma” – güçlüklerin meydana gelmediği durumlar.
*) “Aktif Bekleme” – içine şu aşağıdaki sevinçli arzuların dahil olduğu bir pozisyon:
1) tek hedef [bir takım sonuçlara ulaşmaya yönelik olan];
2) bu sonuca ulaşmaya yönelik mekanik arzuları gidermek için sevinçli arzular;
3) bu sonuca ulaşmaya yönelik zayıf ve kararsız sa’ları gerçekleştirmemek için sevinçli arzular;
4) tek hedef ile rezonans eden ve ara sonuçlara ulaşmaya yönelik olan yoğun ve sabit sa’ların tezahür etmeleri için sevinçli bir arzu.
Aktif bekleme pozisyonu – sa’lar ve onlara eşlik eden ES’leri üretme ve güçlendirme pratiğinin sonucudur.
(Sonuç olarak bir “set etkisi” meydana geliyor – sa’ların yoğunluğu ve sabitliği artıyor, sebat, beklenti, ciddiyet güçleniyor, diğer ES’ler tezahür ediyor).
(Bunun yanısıra, ara adımların sa’ları tezahür etmeye de bilir! Ancak bu, yenilgi anlamına gelmez, ki “tek hedef”, “aktif bekleme” esnasında kuvvetleniyor, mekanik bileşenlerden temizleniyor, bu da, ara sonuçlara ulaşmadan sonuca ulaşma ihtimalini artırıyor).
*) “Zoraki [hareket]” – mekinik arzunun bir gerçekleştirmesi olan ve, bu ma esnasında tezahür eden esaslı ND’lere rağmen yapılmış [bir hareket].
*) İnsanın “Konuya Yönelik Faaliyet”i – bu, çok-bağlı kompleksleri ayırt etme, onların tezahürlerinde belirli kanunlara uygunlukları arama, istenen algılara ulaşmak için onları kullanmadır.
*) “Nesne”, “Varlık”, “Proses” – algıların çok-bağlı komplekslerinin belirtmeleridir.
*) Nesneyi, Varlığı veya Prosesi “Yıkma”, “Yok Etme”, “Durdurma” – onlardan sonar çok-bağlı kompleksin algılarının aynı anda olan (veya doğrudan doğruya birbirinin arkasından gelen) tezahürünün (özellikle eğer bu geri çevrilmez ise) kaybolduğu algılar toplamı.
*) “Elemanlar” (veya “Öğeler”), “Davranış Özellikleri” (veya “Karakter, Şahsiyet Özellikleri”), ve “Aşamalar” – nesnede, varlıkta veya proseste vurgulanan çok-bağlı kompleksler.
(Şuna dikkat çekerim: bu terimler, verilen anlamlarda kullanılsa, “nesnenin” – “strüktüre”, “varlığın” – “davranışa”, “prosesin” de – “aşamaların art arda gelişine” özdeş olmadığı açık ve bu, hatta ayrı tutulan çok-bağlı komplekslerin kendisiyle çıkış çok-bağlı kompleksinde ayrı tutulan algıların bütün toplamını kapsadıkları durumda bile böyledir. Başka türlü de söylemek mümkün: “belirtmek”, “strüktür ve özelliklerin bütün tamlığını öğrenmeğe” özdeş değildir. Şu anda bir takım algı toplamının çıkarılıp ayrı tutulması varsa, kederlenmeleri giderme ve ES’leri üretme pratiği gerçekleştirildikçe (veya, nesnelere dair söylersek, onların incelenmesi yapıldıkça), şu aşağıdaki değişmelerin meydana geldiği tecrübe ile kolay doğrulanır:
1) ayırt etmelerin yeni saptamaları meydana geliyor, üstelik, bu ayırt etmenin bundan önce bu yerde mevcut olmadığı idraki (yani, ES ile rezonans fikir) vardır. Bu, pratik sonucunda ayırt edici yeteneğin güçlenmesi örneği ve de insanın “gelişmesi”, yani yeni, bundan önce onun bilmediği algıların tezahür etmesi örneğidir.
(Veya, nesneye dair söylersek, şu aşağıdakilerin sonucunda yeni algıları keşfedebiliriz:
a) onu, yeni etkileme yöntemine tabi tuttuk – bu, olağan bir doğa bilimsel araştırma örneğidir, ister deneysel fizik alanında olsun, ister deneysel psikoloji alanında,
b) deneysel bazın gücü (cihazların çözme kabiliyeti v.s.), şahsiyeti inceleme metotlarının etkililiği güçlendirildi v.s.).
2) ayırt etmelerin yeni saptamaları meydana geliyor, üstelik, bu ayırt etmenin bundan önce de bu yerde olduğu idraki vardır. Bu, pratik sonucunda samimiyetin güçlenmesi örneğidir.
3) çıkş kmpleksin terkibi içinde çok-bağlı komplekslerin yeni ayırt etme yöntemleri tezahür ediyor, bu da, yeni hipotezler oluşturmak ve algıların incelemesine devam etmek ve yenilerini keşfetmek için esas teşkil edebilir.
Böylece, çok-bağlı kompleksi şu veya bu isimle belirterek, ben, tüm ayırt edilmiş algıları saptadığımı ve, çok-bağlı kompleksin tanımına konulmuş şartlara uygun oldukları için çıkış çok bağlı kompleksin strüktürü içine dahil edeceğim algıların yeni ayırt etmelerinin gelecekte ortaya çıkmayacaklarını, tahmin edemem.
Yukarıda anlatılanları belirli örnekler için uygulamak çok kolay, ben örnekler üzerinde durmayacağım, herkes bunu kendi başına kolay yapar. DYP’yi pratik edenlerle meydana gelenler, “ben”, “bu yer”, “bu yerdeki algıların takımı” adındaki çok bağlı kompleksin terkibinin genişletilmesi ve daha net ve açık bir şekilde belirtilmesi örneğidir).
*) “Strüktür”, “Karakter” (“Şahsiyet”) ve “Art Arda Gelme” – elemanlar, davranış özellikleri ve aşamaların toplamıdır.
*) “Tasvir” [algılar toplamının tasviri]:
a) “strüktürel-davranışsal tasvir” – bu algı grubunda ayırt edilebilen çok-bağlı komplekslerin sıralanması (elemanlar, bu algı toplamının ve onun elemanlarının davranış özellikleri, aşamalar) ve/veya
b) “rezonanslı tasvir” – bu toplam ile rezonans eden algıların sıralanması. En sık olarak sözlü, imgesel tasvirler kullanılır (fakat, sadece çok-bağlı kompleksleri asıl bu algı grupları arasında vurgulamak alışkanlığından dolayı).
(Strüktürel-davranışsal tasvirin yokluğu, şu veya bu cümlenin tasvir değil, “şiirsellik” (ileride bak.) olduğunu tahmin etmek için son derece önemli bir esas teşkil eder, çünkü:
1) eğer insan, geröekten onun vurguladığı algı toplamını tasvir ediyorsa, o her zaman bu algıların tezahürlerinin artık ilk deneyimlerinden sonar oldukça detaylı bir strüktürel-davranışsal tasvirini verebilir, yani onların tazahürlerinin birçok detaylarını tasvir edebilir,
2) o, sadece “tasvir etmek”le kalmaz, bunun yanısıra, bu algılar esinli oldukları veya esinli elemanları, aşamaları içerdikleri durumda, onda mutlaka böyle bir arzu meydana geliyor).
*) “ET-rezonans” – ES’in tezahürü ve onu tasvir etmek için sevinçli arzusu arasında güçlü bir rezonansın mevcut olmasından ibaret olan bir olayın belirtilmesidir.
*) “Terimin Tanımı” – bu terim ile belirteceğim çok-bağlı kompleksin tasviri.
*) “Terimin Tanımını Daha Açık Ve Kesin Olarak Belirleme” – bu terim ile belirtilen çok-bağlı kompleksin tasvirinin daha açık ve kesin olarak belirtilmesi, yani:
a) çok-bağlı komplekslerin sıralanmasını daha açık ve kesin olarak belirleme,
b) işbu algı (algılar toplamı) ile çok rezonans eden algıların seçilmesi.
*) “Terimin Oldukça Kesin Tanımı” – öyle bir tanım ki, şu anda onu daha açık ve kesin olarak belirlemek için sevinçli arzu yok, kullanılması ise ussal açıklığa getiriyor (ve, belki de, açıklık ES’i ile rezonans ediyor).
*) “Parazit Kelime” – terim olmayan, yani anlamı tanımlanmış olmayan bir kelime. Konuşmada parazit kelimelerin kullanılması, onu otomatikman bağlantısız, anlam taşımayan, ussal açıklıktan yoksun, açıklık ES’i ile rezonans etmeyen bir konuşma yapıyor.
(Günlük dilde böyle kelimeler hemen hemen yoktur, çünkü “sandalye”, “masa”, “süpürmek”, “getirmek” kelimelerini farklı insanlar çok benzer bir şekilde tanımlar, eğer böyle bir amacı kendi önlerine koyarlarsa, yani bu kelimeler, onları bağlamda kullanım tarzının kendisiyle oldukça kesin bir şekilde tanımlanmışlardır. Aynısı, fizikçilerin fizik hakkında, mühendislerin tasarımını yaptıkları aygıt hakkında, makine uzmanlarının tamir ettikleri motor hakkındaki konuşmaları için de tipiktir. Bu, insanların günlük ve mesleki faaliyetlerde sonucu elde etmek istedikleri ve birbirlerini yeterli derecede bir kesinlik ile anlamaya ulaşmak zorunda olduklarıyla ilgilidir, yoksa başka türlü sonuca ulaşılmaz, bu da hemen herkese belli olur. Insanı psişik faaliyetinin tasviriyle ilgili konularda ise parazit kelimelerin sayısı çok büyüktür – çoğu zaman neredeyse % 100. Bu da, insanlarda istenen durumlara ulaşmak şeklindeki sonucu elde etmek arzusunun ve, sonucu bir kimsenin elde edip etmediğini kontrol etmek arzusunun olmadığıyla açıklanır).
*) “V-parazitler” (“virüslü parazitler”) – öyle parazit kelimeler ki, insanlarda, onları kullandıkları zaman, bu kelimeleri neyi belirttiğine dair esassız bir emniyet vardır. Örnek: “lazım”, “yardım”, “iyi”, “kötülük”, “adalet”, “doğrudur” v.s. yani insanlar, bu kelimenin – parazit bir kelime olduğundan kendilerine hesap bile vermezler (ve çouğ zaman kendilerine bundan hesap vermek de istemiyorlar, çünkü aptallığı sürdürmek istiyor, açıklığı yaşamak istemiyorlar).
*) “S-parazitler” (“standart parazitler”) – öyle parazit kelimeler ki, insanlarda, onları kullndıkları zaman, daha çok bu kelimelerin somut hiçbir şeyi belirtmediklerine dair açıklık vardır. Örnekler: “e”, “nasıl yani”, “yani”, “bu işte”, “tipi”, “demek”, “aslında”, “sadece”, “şöyle ki”, “genel olarak” gibi musallat eklentiler.
*) “B-parazitler” (“[sözde] bilimsel argolar”) – virüslü parazitlerin bir çeşididir: onları kullanan insanların düşüncesine gore söylenenlere bir önem, bir ağırlık katan kelimeler. B-parazitler, konuşan insanın KÖD’sini ve kendinden hoşnutluğu kuvvetlendirir ve de, muhatabının KKD yaşaması, itiraz etmek, bağımsız düşünmek arzusunu bastırması, konuşanın mefhumlarını körükörüne benimsemesi için yardım eder. Bazen b-parazitler KÖD’yi karşılıklı bir şekilde sağlamlaştırmak, sersemletici bir kendinden honutluğa, aptallığa ortaklaşa dalmak için kullanılır. Örnekler: “işin aslında”, “genel olarak”, “demek isterim ki…”, “evet, ama…”, “aşağı yukarı böyledir”, “şöyle olduğunu varsayacağız”, “falan araştırmalara gore…”, “filozoflardan biri daha … yüzyılında dedi ki…”, herkesçe bilinir, ki…”, “benim sübjektif görüşüme gore…”, “objektiflik uğruna söylemeli ki…”, “ben şöyle size diyeceğim…”, “müsaade edin, ama…” v.s. Milyonlarca insane kendilerini entelektüel olarak gelişmiş ve önemli şahsiyetler olduğunu sanır, onun için böyle kelimeler takımı çok büyüktür.
*) “K-parazitler” (“komünikatif (communicative, konuşkan) parazitler”) – dile fonetik, hareketsel musallat eklentiler:
1) cümlede birinci kelimenin baş sessizinin hafif çiftlenmesi: “bbak ne derim…”;
2) konuşurken cümlenin başında gözlerini her zamankinden daha fazla kısmak;
3) gözlerini her zamankinden daha fazla (fal taşı gibi) açmak;
4) cümle kısımları arasında son seslinin uzatılması: “ben düşünüyorum kiii…”;
5) çeşitli “e…”, “m…”ler;
6) konuşma esnasında çeşitli musallat hareketlerin sonsuz sıralanması – yüzün bozulması, kaşınmalar, gerinmeler ve birçok şey daha.
*) “Şiirsellik” – vürüslü parazitlerin bir çeşidi: PD ve ND yaşamak için tetik (trigger) olarak kullanılan parazit kelimeler
*) “Tırnak İçinde (sözde) Kendini Aldatma” – çok sık bir kendini aldatma şekli, ki bunun esnasında parazit kelime tırnak içine alınıyor ve bu haliyle, aynen daha önce kullanıldığı gibi, kullanılıyor! Bunula beraber, insane şöyle düşünüyor: “bu kelime tırnak içine aldım ya, demek, onun hiçbir şeyi belirtmediğini anlıyorum”. O halde, hiçbir şeyi belirtmeyen bir kelimeyi neden yazmalı? Neden, “o bana yardım etti” cümlesi yerine, “o bana fbşçzg” yazmamak? Bu soruyu o kendine sormuyor ve, parazit kelimeyi kullanmaya devam ettiğine dair ussal açıklığı bastırıyor.
*) “[İnsanın] Tezahürleri” – insanın davranışlarının toplamı.
(Formülleri güçleştirmemek için ben, başka bir insanın tezahürleri hakkında ve başka bir insana dair tahminler hakkında konuşacağım, halbuki aynısını kendin hakkında da, kendini hatırladığın zaman, yani senin tarafından “bu benimle oldu” olarak belirtilen algılar toplamı mevcut olduğu zaman, söylemek mümkün).
*) “[İnsanın] Davranışları” – çok-bağlı kompleks olarak ayırt edilen [insan] davranışlarının toplamı.
*) “Dış Faktörler” (veya “şartlar”, veya “keyfiyetler”) – benim incelediğim çok bağlı komplekslerin terkibi içine girmeyen algılar toplamı. Mesela, bana asık bir yüzle bakmış bir kızın davranışını yorumlamak istiyorsam, o zaman onun kıskanç kocasının, durmadan elinden çeken çocuğunun yanında olması ve saire, ve saire gibi dış faktörlerin etkisini göz önünde bulundurmak gerek. Sonuçta, “ben onun hoşuna gitmiyorum” ilk yorumu, taban tabana zıt olan bir yorumla değiştirilebilir: “o, benim gibi böyle süper bir kızla eğlenmek yerine, namuslu evil bir bayan rolünü oynadığı için ne kadar da salak olduğunu düşünüyor”.
*) “Gerekçeler [yorumlar, tahminler için]” – daha önce artık defalarca (kendinde ve başkalarında) gözlemlediğin ve, onların az ya da çok sık (bu arada, şu veya bu dış etkenin varlığına da bağlı olarak) ya varlıklarını zaten tahmin ettiğin algılarla eşlik edildiklerini, ya da varlıklarını tahmin ettiğin o algıların eşlik ettiği diğer algılarla eşlik edildiklerini keşfettiğin tezahürler.
*) “Tahmin” – [mevcut gözlemler sırası ve bilinen kanunlar sıralanması halindeki] gerekçeler üzerine kurulmuş olan yargı, bir şeyin yüksek ihtimaline dair sonuç.
*) “Yorum [diğer insanın tezahürlerinin yorumu]” – tahminlerin münferit olayıdır – hangi algıların [diğer insanda] bir takım [onun] tezahürlerine eşlik ettikleri hakkındaki tahmin.
Diğer insanda bir takım algıları tahmin etmek için gerekçelerin varlığını bildirirken:
a) onun belirli tezahürlerine işaret etmek,
b) bu tezahürleri ve onlara eşlik eden algıları, gözlemlenenlere yakın şartlarda gözleme tecrübesine uygun olarak, mümkün yorumları sıralamak, gereklidir.
(“Diğer insandaki algılar” hakkında söz ederken, “diğer insane” kavramının kendisinin BENİM algılarımın belirtmesinden başka bir şey olmadığına dair açıklığı kaybetmemeli. Bütün algılar – bunlar, sadece “benim” algılarım, yani sadece bu yerde ayırt edilen ve saptanan bir şey ve “diğer insan”, “diğer insanın tezahürleri” – bunlar, çok-bağlı kompleksler olan “benim” algılarımın belirtmeleridir. Yukarıda getirilen akıl yürütmelerden hareket ederek, “gerçeklik”, “hayal”, “yalnızlık” hakkında modern mefhumlar kurmak hatalı olurdu, çünkü bu kelimeler – belirli bir anlama sahip olmayan ve [yalan, esassız] mefhumların elemanları olarak kullanılan parazit kelimelerdir).
*) “Münasip” mevcut tahminlere, gözlemlere uygun olan.
*) “Yenilginin Analizi” – yapılan gayretlerin, gayretler prosesinde algılar terkibinin değişmesinin, sonuçların saptanması. Belirli kanunlara uygunlukların aranması, yenilginin sebeplerine dair tahminlerin oluşturulması, incelemelerin yapılması. Yenilginin analizi – açıklığa ulaşmak,gayretleri daha etkili yapmak, sonuçlara ulaşma ihtimalini yükseltmek yöntemidir.
*) “Gerekli [sonuca ulaşmak için gerekli olan]” – öyle bir şey ki, o olmadan, tahminlere gore, sonuca ulaşmak imkansızdır.
*) “Yalan” – kendi algılarına dair bilgiyi çarpıtmak için mekanik arzusunun gerçekleştirilmesi (metottan bağımsızdır – vurguları kaydırma, bulanıklığı katma, bir şeyi başka bir şey ile değiştirme v.s.).
*) “Yalan Bilgi Vermek” (yanıltmak) – kendi algılarına dair bilgiyi çarpıtmak için sevinçli arzusunun gerçekleştirilmesi (metottan bağımsızdır – vurguları kaydırma, bulanıklığı katma, bir şeyi başka bir şey ile değiştirme v.s.).
Yalan bilgi vermenin tipik amaçları:
1) başka bir pratikçi için antrenman durumunu oluşturmak, onda böyle durumlar için sevinçli arzunun varlığını tahmin etmek için gerekçeler bulunduğu zaman,
2) kendi için antrenman durumunu oluşturmak,
3) diğer insanların saldırgan davranışlarından korunmak.
(Tipik bir kederlenme: kendi yalanını, yalan bilgi verme yerine kabul etmek. Çözüm – kendi algılarını titizlikle incelemek, samimiyeti (arzuyu sesli olarak ifade etmek samimiyetini v.s.) kuvvetlendirmek arzusunu doğurmak, “ben şu an samimi değilim” pozisyonuna geçmek, başka bir pratikçinin, seni incelemesi için, desteğine başvurmak).
*) “Dikenler” – insanda, ona dair senin tasavvurlarına uygun düşmeyen algıları tahmin etmek için gerekçeler olan tezahürler.
*) “Meyva Tanecikleri” – insanda, ona dair senin tasavvurlarına uygun düşen algıları tahmin etmek için gerekçeler olan tezahürler.
*) “Dışa İtme” – şu aşapıdaki mekanik arzuların gerçekleştirilmesi:
a) insanda “dikenleri” ayırt etmemek arzusu,
b) insanın tezahürlerine dair hatıraları, eğer sonuçta “dikenlerin” keşfedileceği tahmini veya hatta inancı varsa, bastırmak arzusu,
c) insanın tezahürleinin analizine dair ussal faaliyeti, eğer bu analizin sonucunda “dikenlerin” keşfedileceği tahminleri veya inancı varsa, bastırmak arzusu,
d) insanın davranışlarının yorumlanması esnasında istenmeyen varyantlara, bu varyantlar ne kadar bariz olsa da, götürn fikirleri bastırmak arzusu.
*) “Tamamlama” – şu aşağıdaki mekanik arzuların gerçekleştirilmesi:
a) insanda “meyva taneciklerini” ayırt ettiğine dair yalan inancı oluşturmak,
b) onda “meyva taneciklerini” ayırt ettiğine dair hatıranın var olduğuna yalan inancı oluşturmak arzusu,
c) eğer sonuçta insanda “meyva taneciklerinin” varlığına dair “sonuç çıkarılacaksa”, ussal faaliyeti, mantıksal bağları bozarak (hatta çok bariz bir şekilde bozarak), başlatmak,
d) insanın davranışlarının yorumlanması esnasında sadece istenen varyantlara götüren fikirleri desteklemek arzusu.
*) “İnceleme” – çok-bağlı kompleks olan “incelem objesi”ne dair ussal açıklığa ulaşmaya yönelik aşağıda tanımlanan davranışlar toplamı.
“İnceleme” olarak adlandırılması için, davranışlar toplamı en azından şunları içermelidir:
a) inceleme objesinin belirlenmesi,
b) “inceleme yöntemi”nin belirlenmesi – davranışların öyle açık sıralanması ki, onların yapılması, mevcut varsayımlar ve tahminlere göre, inceleme objesinin öyle değişimlerine getirebilecek ki, bu değişimlerin analizi inceleme objesine dair ussal açıklığa ulaşmaya izin verecek,
c) “incelemenin ara sonuçları”nın saptanması:
- yapılan hareketler,
- inceleme objesinin değişimleri,
- meydana gelen tahminler,
d) “incelemenin sonucu”nun saptanması – ulaşılmış açıklıkların sıralanması.
*) “inceleme”yi tanımlamak için bir yöntem daha – beni ilgilendiren sorunun formüle edilmesi ve cevabının gözlemler ve deneyimler yardımıyla aranması.
*) “Kanıtlar” – öyle cümleler, ki:
1) net ve çelişkisiz olarak kurulmuş,
2) görüşülmekte olan konu ile ilgili gözlemleri ve onların analizinin sonuçlarını tasvir eder,
3) belirli bir tutumu ifade ediyor – kabul etme, kabul etmeme, kısmen kabul etme, ilave, yeni görüş açısı, düzeltme v.s.
*) “[Mekanik arzuların] Tüketilmesi”:
1) mekanik arzuların defalarca gerçekleştirilmesi (bazen bıkkınlığa ve aşırı bıkkınlığa kadar),
2) gerçekleştirme prosesinin incelenmesi,
3) sonuçların saptanması,
4) sonuçlarda çok-bağlı komplekslerin aranması ve onların incelenmesi.
*) “Arzuların Seleksiyonu”:
a) arzuların saptanması,
b) onların, sevinçli ve mekanik olanlara ayırt edilmesi,
c) ma’ları giderme ve sa’ları kuvvetlendirme gayretinin yapılması.
*) “Yarılanma [mekanik arzuların yarılanması]” – (Tiketilme ve seleksiyon, kederlenmelerin giderilmesi ve ES’lerin doğurulması pratiğinin toplam etkisi sonucunda) mekinik arzunun yoğunluğunun (ortalama olarak) öyle bir aşamaya kadar zayıflaması ki, bu mekanik arzuyu gidermek sevinçli arzusu belirli, sabit oluyor ve, bu mekanik arzuyu durumların çoğunda yaşamak alışkanlığını yeniyor.
*) “Amaca uygun” – kullanılması, sonucu elde etme ihtimalini artıracağını tahmin etmek için gerekçeler bulunan.
*) “Optimal” – kullanılması veya etkisi, sonuca ulaşmanın en çok istenen niteliğine – mesela, en hızlı veya en tam bir şekilde – getireceğini tahmin etmek için gerekçeler bulunan. Yani “optimal” – bu, amaca en çok uygun olan.
*) “Sonuç Verici”, “Efektif” – kullanılması sonuca getirmiş olan.
*) “Hata” – sebebi, akıl yürütmelerde, yeterli gerekçeleri aramada ve onları analiz etmede v.s. gereken antrenmanın yokluğu olan yanlış bir yargı. Ancak bu yanlış yargı, ND’ler gibi kederlenmelerin, mekanik arzuların, mefhumların sonucu değildir.
*) “Aptallık” – algıları ayırt etmek için sevinçli arzunun (kederlenmelerin etkisi altında) yokluğu ve, sonuç olarak, ussal açıklığın, sevinçli arzuların kaybedilmesi.
*) “Üstün Gayret” – yoğunluğu son derece yüksek olan (senin cari yoğunluk ıskalana göre 9-10 olan ve ıskalayı geçen) bir gayret, bir şeyi, bunu yapamayacağından emin olmana rağmen, yaptığın (yani, algıları değiştirdiğin) zaman.
*) “Negatif Dominant” – öyle bir ND veya NF ki, insan, kendisini onların dışında tasavvur edemeyecek derecede onlara alışmıştır, onları devamlı yaşadığının artık farkında değil ve, hatta tezahür edilmiş ND ve NF’leri keşfetmek arzusunun varlığı yanında bile, onları, uzun süren kendini incelemeler ve kederlenmeleri giderme gayretleri olmadan, ayıramaz.
(Negatif dominantların böyle bir özelliği pratik için engel olmaz, çünkü giderilmeleri esnasında ayırt etme yatkınlıkları daha sağlam olan, negatif dominantı ayırmak ve gidermek imkanı ortaya çıkan, çok sayıda saptanan kederlenmeler her zaman vardır).
*) “ND’nin Kusursuz Giderilmesi” – 0.5 saniye içinde ve daha hızlı olarak yapılan giderme.
*) “ND’nin Dışa İtilmesi” – bir ND’yi başka bir ND veya PD ile değiştirme. Mesela, utanç yerine saldırganlık veya istihza yaşamaya başlıyorsun. Kederlenmelerden kurtuluşa götürmez.
*) “ND’nin [Dış] Tezahürleri” veya “ND’nin Belirtileri” – sende ND’yi tahmin etmek için (başkaları için ve senin kendin için) gerekçeler olan davranış unsurları (mimic, ses tonu, el hareketleri, kelimelerin içeriği v.s.).
*) “ND’nin Düşürülmesi” – ND’nin, onu gidermek için gayret etmenin sonucunda, yoğunluğunun hızlı bir şekilde (2-3 saniyeden daha az) zayıflaması.
*) “ND’nin Bastırılması” – şu aşağıdaki arzular takımının neticesi:
1) ND’yi yaşamak arzusu var ve o, ND’yi gidermek arzusundan daha güçlüdür (veya ND’yi gidermek arzusu hiç yok),
2) ND’nin belirtilerini gizlemek arzusu vardır,
3) samimiyet çok zayıftır (veya hiç yok),
4) bazen ND’nin düşürülmesi vardır (eğer ND’yi gidermek için zayıf bir arzu varsa).
ND’nin bastırılması, NF ve NEH’nin yoğunluğunu, NT’nin sıklığını artırıyor.
*) “Arzunun Bastırılması” – arzunun yoğunluğunu zayıflatmak veya arzuyu gerçekleştirmekten vazgeçmek mekanik arzusunun gerçekleştirilmesi.
*) “Sükutla Geçiştirme” – kendi pozisyonunu (kendi tutumunu) söylemek, kendi algılarını bildirmek (hem sevinçli, hem de mekanik) arzusunun bastırılması.
*) “Kusursuz Hareket” – sevinçli arzuyu gerçekleştirme prosesinin herhangi bir aşaması veya sadece kusursuz aşamalardan oluşan herhangi bir proses.
*) “Aptallaşmaya Kaçış” – ND’yi gidermek yerine sen ND’yi yaşadığına dair fikirleri dışa itiyorsun, onların saptamasını bastırıyorsun, ND’yi PD’nin yardımıyla dışa itmeye çalışıyorsun.
*) “[Pratikte] Gerileme” – kederlenmeler arzusunun ES’ler arzusundan çok daha güçlü olduğu bir durum.
*) “[ND’ler içinde] Yapışıp Kalmak” – “şu anda ND var” fikri vardır, ND’yi yaşamaya durdurmak için zayıf bir arzu vardır, fakat onun gücü, ND’yi yaşamak alışkanlığının gücüne ve ND’yi yaşamaya devam etmek mekanik arzusunun gücüne üstün gelmek için, yeterli değidir.
*) “Büyük Kırmızı Düğme” (“BKD”) – hayal edilen öyle bir hareket ki, ND’ler içinde yapışıp kalmış bir insan onun yardımıyla, ND’leri gidermek için gayret etmeden, onlardan kurtulmayı ve ES’leri yaşamayı hayal ediyor. Mesela, bir poza oturmak, mantra okumak, bir indulgence (günah bağışlama kağıdı) satın almak v.s. Fakat, tüm bu hareketler ND’leri giderme ve ES’leri doğurma gayretleri olmadığına göre, sonuca ulaşılamaz.
*) “Hiçbir-şey-olmuyor Krizi” (“hşo krizi”) – güçlü ND’lerin saptanmadığı, ancak ES’lerin de olmadığı bir durum. Sevinçli arzular yok, güçlü mekanik arzular da yoktur. Neyi yapmak istediğin anlaşılır değildir. Beklenti yok, hiçbir şey ilgi çekmez.
(Hşo krizine son vermek için, en “ufak” ND’leri bile ayırmaya ve gidermeye ve, biçimsel pratiklerin yardımıyla, ES’leri doğurmaya başlamak gerekir).
*) “Tutucu Pratikler” – algıları değiştirmek için öyle hareketlerdir ki, sen onları uygulamada antrenman yaparak, algıları değiştirmek ve onları değiştirmeyi istemek alışkanlığını sağlamlaştırıyorsun. Mesela, sigara içmek alışkanlığının giderilmesi veya herhangi bir ufak günlük alışkanlığının değiştirilmesi, oldukça zor bir mesele olabilir ve gene de bu, ND’yi giderme gayretini öğrenmekten çok daha basittir, çünkü, birincisi, ND yaşamak alışkanlığının gücü çok büyük, ikincisi, ND yaşamak mekanik arzusunun gücü çok büyük, üçüncüsü de, ND bağımlılığının derecesi çok büyüktür.
*) “Biçimsel Pratik” (“BPR”) – öyle hareketler ki:
1) defalarca ve sıkı bir şekilde, seriler halinde yapılır,
2) kusursuzdurlar,
3) ES’leri hatırda tutma ile eşlik edilirler (istenir),
4) amacı (direkt veya dolaylı amacı), ES’lerin doğurulması veya kuvvetlendirilmesi,
5) ES’ler ile rezonans eder (istenir),
6) kaydedilirler (bunun yazılı olması istenir).
*) “Hatırda Tutmaya Ulaşmak” – hatırda tutmanın daha sık, daha sıkı, daha yoğun bir şekilde tezahür etmesine yardımcı olan biçimsel pratiklerin toplamı. Bunlara, “arzunun sesli olarak ifade edilmesi” (hem faaliyet esnasında, hem de onun dışında), hatırda tutma yoğunluğunun her 5 dakikada yapılan saptanması v.s. aittir.
*) “Taklidi Pratik İle Uğraşmak” – sevinçli arzularla değil de, mekanik arzular (mesela, ES’lere sahip olmak arzusu, aleladeliği tıkamak, izlenim bırakmak arzuları v.s.) ile motive edilen hareketleri yaparak (mesela, arzuyu sesli olarak ifade ederek), şu veya bu pratikle uğraşma taklidini yapmak (veya, “pratik ile uğraşmak gerekir” v.s. gibi “planlar”, mefhumlardan hareket ederek pratik taklidini yapmak).
*) “[Herhangi bir pratiğin uygulanmasında] Kendini Koşturarak Ezmek” – şu veya bu pratiği o kadar sık taklit etmek ki, onu yapmak sevinçli arzusu, mekanik arzuyu, gevşeklik süredurmunu aşamayacak kadar zayıflıyor ve gerçekleştirilmesi duruyor.
*) “[İnsanı] Kullanmak” – bir insanla ilgili veya onun katılımıyla kendi arzularını, senin bunları yapmanı istemediğini o insanın açıkça beyan etmediğinden yararlanarak, gerçekleştirmek, bunun yanısıra:
1) o kişi seni neden reddetmiyor – ilgilenmeden,
2) o kişiye, kendi arzunu, onun seni reddetmediğinden yararlanarak gerçekleştirdiğini ve, neden onun seni reddetmediğini kendi başına tahkik etmek arzusunun sende olmadığını, bildirmeden.
*) “Stalking” – senin kendi önemlilik duygun (KÖD) azami derecede incindiği zamanki durumlarda ND’leri kusursuz giderme ve ES’leri doğurma pratiği.
*) “Sosyal Deney” – çevredeki insanların onlara negatif bir tepki vermek istedikleri hareketlerin yapılması. Bu hareketler, ND’lerin, herşeyden önce NT, saldırı, insanlar tarafından hor görülme korkusunun kusursuz giderilmesini yetkinleştirmek amacıyla yapılır. Stalking’den farkı, bunu kendi KÖD’ye toplu bir darbe değil, zaman içinde çok sınırlı bir nokta etkileme olduğundadır – KÖD’ye hücum değil, bir cebri keşiftir.
*) “Asketizm” – yoğun nahoş (veya ağrılı) [fiziksel] hislerin olduğu zamanki durumlarda ND’leri (herşeyden önce Kendine Acıma’yı) kusursuz giderme ve ES’leri doğurma pratiği (bunun yanısıra, fiziksel bedene talafisi imkansız bir zararı vermemeye dikkat etmelidir, yani “benim bedenim” olarak adlandırdığımız hislerin o çok-bağlı kompleksini tahrip etmemeye dikkat etmelidir, ki buna gerek de yok – tamamıyla tehlikesiz deneylerde, kendinde KA’yı kışkırtarak, yoğun nahoş hisleri yaşamak için birçok imkan vardır).
*) “[Herhangi bir insan hakkında] Suratların Görüşü” – birine dair “suratların görüşü” ve birine karşı “suratlarıntutumu” hakkında zorunlu, partiye ait bir görüş olarak değil, istatistik açıdan güvenilir bir olay olarak bahsetmek imkanı vardır. Suratlar – son derece serbest düşünen ve hisseden varlıklardır (kederlenmeleri gidermeyen sıradan insanlara nazaran), çünkü kederlenmelerden serbest olmanın, düşünce bağımsızlığının, sevinçli arzuların, ES’lerin kültürünü yapmaktadırlar. Suratlar için “parti çizgisini izlemek” – düşünülemez bir şey, bu, pratik ile, ES’ler ile bağdaşmaz bir kederlenmedir.
Suratların, herhangi bir acemi veya potansiyel bir kuyruk veya potansiyel bir surat hakkındaki görüşlerinin %90-100 durumunda genel olarak birbirini tutması şaşırtıcı veya şüpheli gelebilir. Yani, eğer suratların birine aceminin biri enteresan geliyorsa, %90-100 durumunda o, diğer suratların %90-100’üne de enteresan gelmektedir, ve, eğer biri aceminin birinin potansiyel bir surat olduğunu düşünüyorsa, %90 durumda suratların %90-100’ü de aynen onun gibi düşünmektedir, ve, böyle “düşünmenin” ötesinde, onun pratiğine destek vermek için sevinçli arzuyu yaşamaktadır. Ancak bu, şaşılacak bir şey değildir, çünkü pratik ile uğraşma sonucunda suratlar ussal açıklığın ve açıklık ES’nin, tamamlamalardan serbest olmanın yüksek derecesine sahip oluyorlar. Pratikte kendi tecrübenin birikmesi ve, acemileri, kuyrukları ve suratları gözlemleme ile yavaş yavaş bir insanda algıları ayırt etme yeteneği de kuvvetleniyor.
*) “[DYP’de] Acemi” – kendi pratiğine dair raporları (suratların yorumlarına rağmen) 3 aydan daha az bir süre içinde gönderen biri.
(Genellikle acemilerin ilk raporları, onlarda müthiş derecede bir samimiyetsizlik, yalancılık, iktidarsızlık, nasihatçılık, hoşgörüsüzlük, naziklik v.s. ortaya çıkarıyor – başlayanlar için olağan bir şey. Onun için suratların, onlar tüm bu kederlenmeleri ortaya çıkardıkları zaman, yorumları, genellikle acemilerde bir ND kasırgasına yol açıyor – hem yırtan, hem sıkıştıran ND’lerin. Eğer acemi, samimiyeti, kederlenmelerden kurtuluşu elde etmeye devam ederek, onları aşıyorsa, onda en azından ebedi acemi olmak şansı vardır. Mamafih, sık olarak aceminin güçlü ND’leri belli etmediği, raporları yıllardır (!) göndermeye devam ettiği, suratların ise ona karşı bir ilginin uyanmadığı oluyor – yorumlamak, etki etmek için sevinçli bir arzu meydana gelmiyor – raporlar “ölü”, biçimseldir, onlarda insanın değişmek hevesi yansımıyor. Bazen suratların yorumları, bir tuğlanın kisel’in* içine düştüğü gibi düşüyor – kisel, tuğlanın üzerinde kapanıyor ve bir dalga bile yoktur).
*kisel – meyva suyu, süt gibilerin nişasta ile kaynatılarak yapılan koyu bir kıvama sahip bir içecek.
*) “[DYP’de] Ebedi Acemi” – bu, öyle biridir, ki:
a) 3 aydan fazla bir süre içinde kendi pratiğine dair raporları gönderiyor ve/veya acemilerin konferanslarına katılıyor,
b) suratların görüşüne gore, onda memnunluk arzusu çok güçlü ve samimiyet çok zayıftır (1-2) (o, kendisinin oldukça samimi olduğunu düşünüyor, halbuki, aksini de beyan edebilir, pratik edenler ve kendisi üzerinde kendi “samimiyeti” ile izlenim bırakmak için). KÖD veya KKD arzusu çok güçlü, sık bir rekabet, savunma pozisyonu, tamamlamalardan ve mefhumlardan vazgeçmek isteksizliği mümkündür (aksini beyan etmesine rağmen), bu, sürekli tamamlamalar (çoğu kez müthiş büyüklükte) ve, konuşmada ve düşünüşte mefhumları kullanmak için manyakça bir eğilimde kendini gösterir. Sık olarak suratlara karşı (savunucu pozisyonun bir parçası olarak, yani yorumlara, sorulara cevap olarak) 2-5 derecelik bir saldırganlık tezahür eder (ve onun kendisi tarafından nadiren farkedilir). Suratlara karşı bir yabancılaşma içinde geçirilen zamanın, onlara karşı sempati, eğilim içinde geçirilen zamana oranı, 1’den daha az,
c) pratik ile uğraşmak istediğini ısrarla bildiriyor ve birçok ay veya yıl boyunca raporlar hazırlıyor, şu veya bu pratikleri yapıyor,
d) çok yavaş olsa da, ancak değişiklikler meydana geliyor. Bu, kendi hapihanesini yıkmak teşebbüslerinden daha çok onun duvarlarını süslemeyi andırır. Sabit, önemli değişmeleri ebedi acemide yarım yılda-bir yılda bir kaydetmek mümkün. Hemen hemen değişmediğinden dolayı yese kapılmaz,
e) her belirli bir anda genellikle suratların ancak %10-20’si ebedi acemilerin pratiğine destek vermek – yorumlamak, soru sormak, deneyler teklif etmek, açıklamak, anlatmak v.s. – için sevinçli arzuyu duyuyor. Ancak onlar için bu da yeter derecesinin üstündedir – onların değişme temposu, etkinin daha büyük bir hacmini almak için çok düşüktür,
f) ES’leri, onlarla rezonans eden tasvirleri arayıp bulamayacak kadar seyrek hissederler (haftada birkaç kısa fışkırma) ve onun tasvirleri, suratlardaki ES’ler ile rezonans etmez. Gerilemeler haftalarca, bazen de aylarca devam eder.
*) “Kuyruk” – öyle biridir, ki:
a) 3 aydan fazla bir süre içinde kendi pratiğine dair raporları gönderiyor ve/veya acemilerin konferansına katılıyor ve/veya şahsen suratlarla görüşüyor,
b) suratların görüşüne göre, ondaki samimiyet 3-5, ayrı fışkırmalarla 8’e ulaşan, derecededir (o kendisi, samimiyetinin derecesini 3-5 olarak değerlendirir), azim ve sebat (3-6 derecede) periyodları (birkaç gün, bir hafta) uzun (birkaç gün, 1-2 hafta) süren gerilemelerle değişiyor.
Memnunluk arzusu, ortalama olarak 5, yönelim, ES’leri doğurmak ve kederlenmeleri gidermek kararlılığı ile eşit orandadır. KÖD veya KKD güçlüdür, fakat zamanın % 20-50’sinde onlarla samimi mücadele yapılmaktadır.
Tamamlamaları ve mefhumları giderme çalışması, gevşek olsa da, ancak yine de yapılmaktadır.
Bazen suratlara karşı bir yabancılaşma tezahür eder (savunma pozisyonunun bir parçası – yani, yorumlara, sorulara bir cevap – olarak), ancak kuyruk tarafından ağır bir kederlenme olarak değerlendirilir, bu yabacılaşmayı gidermek için güçlü bir arzu vardır. Suratlara karşı yabancılaşma içinde geçirilen zamanın, onlara karşı sempati, eğilim içinde geçirilen zamana oranı, 0.2’den daha az,
c) pratik ile uğraşmak istediğini ısrarla bildirir ve birçok ay veya yıl boyunca raporlar hazırlar, şu veya bu pratikleri yapar,
d) çok yavaş olsa da, ancak değişmeler meydana geliyor. Bu, kendi hapishanesini yıkmak yerine onun duvarlarını süslemeyi andırır. Sabit, önemli değişmeleri kuyrukta 1-2-3 ayda bir kaydetmek mümkün. Bazen kuyruk hemen hemen hiç değişmediği için yese kapılır, azim ve sebat fışkırmaları yaşar, ve o zaman hücumlar düzenler, pratikte üstün gayretler harcar, bu da, değişmelerin hızlanmasına, hapishanenin duvarlarının kısmen yıkılmasına getirir.
e) her belirli bir anda suratların genellikle % 20-50’si kurukların pratiğine destek vermek – yorumlamak, soru sormak, deneyler teklif etmek, açıklamak, anlatmak v.s. – için sevinçli arzu duyar. Ve onlar için bu, yeter derecesinin üstündedir – onların değişme temposu, etkinin daha fazla hacmini sığdırmak için, çok düşüktür, ayrıca, pratik ile uğraşmak için kendi sevinçli arzunun basıncı vardır.
f) ES’leri nadir yaşar (günde birkaç kısa veya orta süreli fışkırma), onlarla rezonans eden tasvirleri arayıp bulabilir, ve onun tasvirleri, suratlardaki ES’ler ile sık rezonans eder.
g) bazen biçimsel pratiklerle, özellikle ES’leri doğurma pratikleriyle, uğraşmak için sevinçli arzuyu duyar.
*) “Surat” – öyle biridir, ki:
a) en azından yarım yıl kuyruk durumundadır,
b) samimyet-5, ayrı fışkırmalarla 8’e ulaşır, azim ve sebat (3-6) periyodları (birkaç gün, 1-2 hafta), birkaç gün süren gerilemelerle değişir. Gerileme başladığı zaman, surat onu “beklemiyor”, onu aktif olarak inceliyor, aşma metotlarını arıyor ve uyguluyor.
Memnunluk arzusu ortalama olarak 2-5 derecede, ES’leri doğurmak ve kederlenmeleri gidermek kararlılığından çok daha zayıftır. KÖD veya KKD orta ve zamanın % 50’sinde onlarla mücadele edilir. Tamamlamaları ve mefhumları giderme çalışması aktif olarak yapılır.
Nadir olarak suratlara karşı yabancılaşma, onları görüşleriyle meraklanma tezahür eder ve ağır bir kederlenme olarak değerlendirilir, bu yabancılaşmayı gidermek için güçlü bir arzu vardır. Suratlara karşı duyulan sempati, bazen ekstatik derecesine varan bir sadakat tecellisine ulaşır.
Mefhumların ele alınmasında surat için “tabu” ve yasak konular yoktur – her türlü soruyu o, KKD veya yabancılaşma ve sair ND’ler içinde yapışıp kalmadan, ele almaya ve incelemeye hazırdır,
c) birçok ay veya yıl devamında raporlar hazırlıyor, şu veya bu pratikleri yapıyor. Surat, her türlü gerilemelere rağmen kederlenmelerden kurtulma ve ES’lere ulaşma çalışmasını bırakmayacağından emindir (ve şu anda bu öyledir zaten),
d) hızlı olmasa da, ancak değişmeler meydana gelmektedir. Bu, % 50 olarak kendi hapishanesinin duvarlarını süslemeyi, % 50 olarak da onu yıkmak teşebbüslerini andırır. Sabit, önemli değişmeleri suratta 1-2 haftada, bir ayda bir kaydetmek mümkün. Gayet sık olarak surat, yavaş değiştiğinden dolayı yese kapılır, (ektatik derecesine varan) azim ve sebat fışkırmaları yaşar ve o zaman hücumlar düzenler, pratikte üstün gayretler harcar,
e) her belirli bir anda genellikle suratların % 80’ni suratın pratiğine destek vermek – yorumlamak, soru sormak, deneyler teklif etmek, açıklamak, anlatmak v.s. – için sevinçli arzu yaşar, bunun yanısıra, böyle bir etkinin hacmi, kuyruklar ve acemiler üzerinde olan etkinin hacminden çok daha azdır, ne de olsa surat, pratik hakkında ve kendisi hakkında, diğer suratlar, kuyruklar ve acemilerin pratiklerinin nasıl cereyan ettiği hakkında birçok şeyi artık kendisi bilir, onun tecrübesi büyüktür ve oldukça hızlı bir şekilde artmaktadır, onun için diğer suratların nadir etkisi ona yeter derecesinin üstündedir, hem onun pratik ile uğraşmaya dair kendi sevinçli arzusunun basıncı da odukça büyük ve süreklidir,
f) ES’leri sık, bazen yoğun ve sıkı bir biçimde yaşar (gün içinde müteaddit kısa veya orta uzunluktaki fışkırmalar, birkaç dakika süren aralıksız ES periyodları, saatlerdir devam eden esinli fon olabilir, ekstatik ES’ler tecrübesi meydana gelmektedir). Surat, ES’lerle rezonans eden tasvirleri pek fazla gayret etmeden arayıp bulabilir ve onun tasvirleri, sık olarak suratlardaki ES’lerle rezonans eder. Sık olarak diğer suratlar, kuyruklar, acemilerin pratiklerine destek vermek için sevinçli arzu duyar.
(“Birine karşı sempati duymak” – bu, birinin tezahürlerinin sendeki sempati için esinli faktör olduğu anlamına gelir, onun için kuyruklar, suratlar ve ejderhacıklara karşı suratın, ebedi acemilere karşı olduğundan daha sık ve yoğun bir sempati yaşaması şaşılacak şey değildir, ancak destek vermek sevinçli arzusu, bağımsız bir algıdır ve, hatta tezahürleri şu an surattaki ES’lerle çok zayıf olarak rezonans eden birine karşı bile yoğun bir şekilde tezahür edebilir),
g) biçimsel pratikler, özellikle ES’leri doğurma pratikleri, ile uğraşmak için sık olarak sevinçli arzu yaşar ve, bu pratiklerden esaslı bir sonuç elde eder. Pratiklere yapıcı bir yaklaşımı vardır, mevcut sevinçli arzulara uygun olarak onları kolay tadil eder. Pratikte kesin bir şekilde sonuca yöneliktir ve yüksek bir özeleştiri derecesine sahiptir. Eğer surat, derken diğer suratlardan tecrit edilmiş bir duruma düşerse, onun pratik ile uğraşma yoğunluğunu azaltmamaya gücü vardır.
*) “Ejderhacık” – şu aşağıdakilerle suratlardan ayrılır:
a) ES’leri, bu arada ekstatik, “tahammül edilmez yoğunluk” aşamasındaki ES’leri de, çok kolay, pratikle uğraşmanın neredeyse ilk günüde, yaşamaya başlıyor,
b) kolay ve sık olarak ekstatik şekline varan bir sadakat, açıklık, diğer pratikçilere destek vermek arzusu yaşamaktadır,
c) onda, tüm diğer ejderhacıkların % 100’ünün derhal “tanıma”sı meydana geliyor, yani azami bir açıklık, sadakat, sempati, kendini verme, ejderhacıklar arasında “sınır yokluğu” hissi, sanki ben ve sen – farklı şahsiyetlerde tezahür etmiş tek bir şeydir. Kendi tarafından ejderhacıkların % 100’ü, ejderhacığın ani bir “tanıma”sını yaşar.
Gene onda pratiği derhal tanıma meydana geliyor – kitabın neredeyse ilk keyfi olarak seçilmiş cümlelerinden – sanki bu, onun hayatı boyunca aradığı o şeydir, onda ES’ler ateşini tutuşturan o kıvılcım,
d) ejderhacık, pratik hakkında bir şeyler öğrendiği, açıklığa ulaştığı zaman, o bunu öyle kolay ve çabuk yapıyor ki, bunu sanki şu an öğreniyor değil de, çoktandır bildiği, ancak unuttuğu bir şeyi hatırlıyor gibi (bu, bu açıklığ sağlamlaştırmak için azimli ve sebatlı pratikten onu muaf tutmaz,
e) ekstatik bir azim, sebat, beklenti yaşamaya, biçimsel pratikleri saatlerdir ve günlerdir yapmaya gücü vardır, bu da onun ilerlemesini son derece hızlı yapıyor,
f) ejderhacıklara karşı hiçbir zaman yabancılaşma duymaz, onların, onun üzerindeki etkisi ne kadar sert ve acımasız olursa olsun. Zaman zaman suratlara karşı yabancılaşma duyar (onların, onun görüşüne göre, uyuşuk gayretlerine, düşük samimiyetlerine ve saireye karşı kederlenmiş bir tepki olarak). Yabancılaşmanın, negatif tutumun tüm şekillerinin çok ağır bir kederlenme olduğu görüşündedir ve, bu kederlenmeyi gidermek ve sadakati yaşamak için, tüm gayretini harcar,
g) kederlenmelerle mücadeleye, hapishaneden bir kurtuluşa gibi bakar, onlara hoşgörü göstermez, “sevdiği nasırları” yoktur, her türlü kederlenmenin üstüne bir kaplan gibi atlar – bazen, onlara karşı olan kendi tutumunda tam bir açıklığı elde etmeye izin veren bir takım tartmalar, düşünmelerden sonra,
h) esaslı ve geri dönülmez değişmeler fantastik, inanılmaz bir hızla meydana gelebilir – bazen birkaç dakika içinde.
*) “Marazm” – hareketleri, onların muhtemel sonuçlarını analiz etmeden, meydana getirmek.
*) “[bir insanın] Savunma Pozisyonu” – [o insanın] algılarına dair açıklığı elde etmeyi engellemek için [onun] hareketlerinin toplamı.
*) “Santimantalite” – uzun süren yoğun ND’leri, yoğun PD’lerle hızlı değitirme esnasında meydana gelen bir PD.
(DYP ile uğraşmayan bir insanın, ND’leri yaşamaya alıştığı durumda ND’leri nasıl gidermeyi bilmediğine (ve çoğu kez de bilmek ve öğrenmek istemediğine) göre, santimantaliteyi meydana getirmek için tek yöntem, insanın yoğun ND’leri yaşamaya alıştığı durumun, onun yoğun PD’leri yaşamaya alıştığı bir durum ile ani olarak değiştirilmesidir).
*) “Yabancılaşma” – NT içinde yapışıp kalma.
*) “Ezginlik” – zayıf, sıkıştıran ND’ler içinde yapışıp kalma.
*) “Yatkınlık” – çoğu zaman netice ile biten alışkanlıkların oluşturulmuş toplamıdır.
*) “Dostluk İfadesi” – [bir kimse ile] birlikte PD yaşamak arzusu.
*) “Yapabilirim” – hareketlerin yapılmasının netice ile biteceğini tahmin etmek için esaslar mevcuttur.
*) “Oyun Hırsı” – kazanmaktan PD yaşamak arzusu.
*) “Sportif İlgi” veya “Yarışmak Arzusu” – oynamak için sevinçli arzu.
( Senin neyi – oyun hırsını mı veya sportif ilgiyi mi – yaşadığını denemek, sevinçli arzuların mekanik arzulardan farklılık belirtilerine gore mümkündür – mesela, kaybettiğini ve ND’nin meydana gelmediğini tasavvur ediyorsun (veya kaybettiğin zaman ND meydana gelmiyor), kazandığını tasavvur ettiğin zaman ise PD meydana gelmiyor (veya kazandığın zaman PD meydana gelmiyor).
*) “Temize Çıkarmak” – suçluluk duygusunu zayıflatmak için kendi algılarını anlatmak.
*) “[insane karşı] Saygı” – KKD + pozitif tamamlamalar arzusu + bu insanın davranışlarının analizini bastırmak arzusu.
*) “(fikrin) Tanınması” – açıklık ES’ine, ona ulaşmak için ön hazırlık olmadan, derhal ulaşılması. Bu açıklığı artık tanıdığıma dair bir emniyet ile rezonans eder.
*) “(insanın) Tanınması” – [bu insana karşı] ön inceleme olmadan [bu insanın tezahürleiyle rezonans eden] yakınlığın tezahür etmesi. Bu insanın bana artık çoktandır yakın olduğuna olan emniyet ile rezonans eder.
*) “Değişme” – gayret sonucunda yeni bir alışkanlığın oluşturulması.
*) “Engel” – tezahür etmesi neticesinde sevinçli arzunun gerçekleştirilmediği algılar toplamı.
*) “Gözlem” – [incelenen algılar toplamına dair] açıklığı elde etmek için sevinçli arzunun varlığının neden olduğu bir algıların saptanması.
*) “İzleme” – incelenen algılar toplamı hakkında bir şeyler öğrenmek için mekanik arzunun varlığının neden olduğu bir algıların saptanması.
*) “Gelişme” – sonucunda ES’lerin her türlü niteliklerinin spektrumu veya yoğunluğu artan değişmeler toplamı.
*) “Destek [bir kişinin başka bir kişiye destek vermesi]” – benim sevinçli arzumun neden olduğu başka bir insanın sevinçli arzusunu gerçekleştirmeye yönelik hareketler, ki bunun yanısıra, o insane kendi sa’ları gerçekleştirmek için kendisi hareketler meydana getiriyor ve onda senin bu davranışların için sevinçli arzu vardır.
*) “Etki [bir insanın başka bir insane etki etmesi]” – diğer insandaki değişmeler için sevinçli arzunun neden olduğu hareketler, ki bunlar, senin bu hareketlerin için o insanda sevinçli arzunun periyodik olarak yokluğu yanında, ancak senin bunları yapmana karşı isteksizliğin bildirilmesinin de yokluğu yanında, yapılır.
*) “Baskı [bir kişinin başka bir kişi üzerinde baskı oluşturması]” – diğer insandaki değişmeler için sevinçli arzunun neden olduğu hareketler, ki bunlar, senin bunu yapmana karşı onun periyodik olarak isteksizliğini ifade etmesine, ancak bunun yanında senin hareketlerinin objesi olmaktan çıkmaya yönelik hiçbir hareket meydana getirmemesine rağmen, yapılır.
*) “Zorbalık [bir insanın başka bir insana zorbalık etmesi]” – bir insanın davranışını veya algılarının terkibini, o, senin bunları yapmanı istemediğini açıkça beyan etmesine rağmen, değiştirmek için mekanik arzunun neden olduğu hareketler.
*) “Özen [bir insanın başka bir insana özen göstermesi]” – o insanın memnunluk yaşaması için olan mekanik arzunun neden olduğu hareketler.
*) “[Kederlenmelerden] Zehirlenme” – kederlenmelerin tezahür etmesi neticesinde meydana gelen, NF’nin, daha sonraki negative hislerin ortaya çıkmasıyla birlikte, ani güçlenmesi (ki, bu negatif hisler, gıda zehirlenmesinden meydana gelen hislerle hemen hemen % 100 identiktir).
*) “Ailesellik” – herhangi bir topluluğa mensup olma inancını (kendinde ve başkalarında) desteklemek amacıyla sa’nın bastırılması esnasında meydana gelen durum.
*) “Bayağılık” – herşeyin bilinen, önceden kestirilebilir olduğuna inancı (kendinde ve başkalarında) desteklemek amacıyla sa’nın bastırılması esnasında meydana gelen bir durum.
*) “Kendini Kırbaçlama” – kişinin kendi kederlenmesi olarak saydığı şeyi (bu arada, ND dışında olsaydı, kederlenme olarak onlara bakmayacağı şeyleri de) diğer insanlara (bu arada, hayal edilenlere de) veya kendisine tasvir etmek için olan mekanik arzunun gerçekleştirilmesi, bu da, sıkan ND’ler (yani çaresizlik, kendine acıma v.s.) olduğu gibi, kendi önemlilik duygusu ve/veya, onun çok sayıda bu kadar güçlü kederlenmeleri olduğu için, memnunluk ile de eşlik edilir.
(Bundan başka, kendini kırbaçlama, diğer insanların kendisine karşı NT korkusunu dışa itmek için kullanılır – çocukluğunda sağlamlaştırılmış bir mekanizma işliyor: yaptığın yapmadığın herşeyi çabucak itiraf et ve seni pek ağır cezalandırmazlar, ne de olsa “altta kalana yumruk kalkmaz”).
*) “Şunun için” kelime grubu, “ben bunu, şunun için yapıyorum” fikri vardı” kelime grubuna özdeştir.
(“Şunun için” terimini özellikle bu anlamda kullanarak, muazzam sayıda tamamlamalar ve mefhumlara sonvermek mümkün. Mesela, sen “ağaç, kökünü, sağlam tutunmak için, derin salıyor” diye artık söyleyemezsin).
*) “Hayvani Sevinç” – hayvan oynaklığı + sevinç.
*) “Esinli Alışkanlık” – her defasında, asgari olarak belirli bir ES’i doğurma gayreti ile veya, azami olarak bu ES’in tezahür etmesi ile eşlik edilen bir hareket.
*) “Çalışmalar Cephesi” – vazifeler toplamı.
*) “Dogmatik Oluş” – kendi mefhumlar takımının kayıtsız şartsız gerçekliğinden, onların analizine karşı sabir bir saldırganlık ile eşlik edilen katı bir emin olma.
*) “Aşıklık” – [bir insana] sahip olma arzusu (ve buna eşlik eden ND’ler – kendine acıma, hüzün, saldırganlık v.s.) + [ona karşı] cinsel arzu + ona özen gösterme.
Böylece, “aşıklık” terimini ben hemen hemen tam bir negatif anlamda kullanıyorum (cinsel arzu müstesna, aşıklık içine dahil olan bütün algılar, çok güçlü kederlenmeler durumundadır). Tabii, aşık olanlar arasına bazen şefkat, erotik bir çekim, sempati karışır (sahip olma hırsı ve özen gösterme tesadüfen asgariye indikleri anlarda), fakat % 99 olarak aşıklık – bu, genellikle sevgi dolu bir tutku ve çok çekici bir takım şeylerin sosu altında servis ettikleri, ND’lerden oluşan pis kokulu bir lapadır. Sen, eğer daha çok şefkat, sempati, güzellik duygusunu yaşıyorsan, buna başka bir terim seçmek amaca uygun olur.
*) “[kederlenmelere] Kayma” veya “Uykuya Dalış” – NF’nin, aptallığın, gayret harcamak isteksizliğinin yavaş yavaş güçlenmesi, sevinçli arzuların ve ES’lerin zayıflaması, bütün bunların meydana geldiğinden kendine hesap vermenin durması.
*) “Bayağılığn Tuzakları” – genellikle “uykuya dalış”ın meydana geldiği durumlar.
*) “Kaymaya Karşı Direnme” – kaymayı yenmek kararlılığını, mücadele sevincini, coşkunluğu, ebedi bahar sevincini ve saireyi doğurma; gayret harcamaya başlıyorum.
*) “İradesiz Kayma” veya “Boyun Eğme” – kaymanın meydana geldiğinden kendime hesap veriyorum, çaresizliğin, mahküm oluşun, suçluluk duygusunun ve sairenin ortaya çıkmasını engellemiyorum; gayret harcamıyorum.
*) “Kardelenler” – belirli bir zaman süresi içinde gayret harcamadığımdan ve şu an şevkle gayret harcamaya başlamak istediğimden kendime hesap verdikten hemen sonrasında kendiliğinden meydana gelen ES fışkırmaları.
*) “Siyah Erime” – gayret harcamama, ES’leri yaşamama ve bundan kendine hesap vermeme (mesela, Karmakarışık Oyalanmalar (KO), ma, ND’lerin meydana gelmesi sonucunda).
*) “Ayırt Etme Trampleni” – problemin ayırt ve tasvir edilmesi, onu çözmek, gayret harcamak için sa’nın meydana gelmesine getiren bir efekt. Başka türlü söylersek, bu, ayırt etme ve sa rezonansının efektidir (ayırt etme, çaşitli ES’ler ile parlak bir şekilde rezonans eder, bu da, mekanik olmayan ayırt etmenin ES olduğunu ispatlıyor).
*) “Gayretler Mahmuzu” veya “Mücadele Hırsı” veya “Sıkılaştırma Arzusu” – gayret harcama prosesinde meydana gelen, pratiği yoğunlaştırmak sevinçli arzusu.
*) “İnleyiş” – gayretlerin ve sa’ların ortaya çıkmasına getirmeyen, “sa olmasını istiyorum”, “neden gayretler yok?”, “pratiği yoğunlaştırmak istiyorum” v.s. gibi fikirlerin akımı.
*) “Sıkı Yapışan Fikirler” – esinli faktörler olarak işleyen, yani sa’ların, gayretlerin meydana gelmesine veya onların yoğunlaşmasına getiren, “sa olmasını istiyorum”, “neden gayretler sa’sı yok?”, “pratiği yoğunlaştırmak istiyorum” v.s. gibi fikirlerin akımı.
*) “Köprübaşı SA’sı” – öyle bir arzu ki, onun gerçekleştirilmesi, tahminlere gore, bir takım diğer sa’ları gerçekleştirmek için mümkün şartları oluşturur.
*) “Bağımlı SA’lar” – öyle sa toplamıdır ki, onlar, tahminlere gore, köprübaşı sa’sının gerçekleştirilmesi sonucunda uygun şartlar oluşturulursa, gerçekleştirilebilirler.
*) “Sa Serabı” veya “Sa [devrik ağaçlar] Ormanı” – sevinçli arzuların taşkın sürgünleri peşinden “tek hedefler”in, “siklonlar”ın sabunlanmaya, buğulanmaya başlamasından ibaret bir efekt, ki bu durumda onları, oynayıp eğlenen diğer sa’ların arasında zaman zaman ayırmak gerekir.
*) “Keşif” (buluş) – şu üç olaydan biri:
a) pratikçinin bundan önce bilmediği bir kurallığı tasvir eden ussal açıklığın bir parçası,
b) yeni bir ES’in veya artık bilinen bir ES’in, bu arada açıklık ES’inin, sevinçli arzunun da, yeni renginin, yeni niteliğinin yaşanması,
c) yeni bir ayırt etme, yani mekanik ayırt edici şuurdan yeni serbestlik derecesine ulaşılması.
*) “Yan Keşif” – araştırma sonucu meydana gelen, ancak araştırma konusunda açıklığa ulaşma aşaması olmayan bir keşif.
*) “Sa Humması” – sa bolluğundan, onları direkt şimdi veya yakın bir gelecekte hepsini hepsini gerçekleştirmeye imkan olmadığından paniğin başladığı bir durum.
*) “Beşinci Muhafız” veya “Keşifler Humması” – sa hummasını içeren, keşiflerin, bu arada yan keşiflerin de, pek hızlı bir şekilde artması prosesinde meydana gelen panik bir durum. Kendisiyle, “kaydetmeye yetişemem”, “unuturum”, “keşifler içinde şaşırıp kalırım”, “onları biçimlendiremem, kendi dünya tabloma dahil edemem” gibi fikirlerle ve keşifler, gözlemler, gayretler prosesini frenlemek için mekanik arzular ile eşlik edilen korkular toplamını temsil eder.
*) “Keşifleri [önemlerine göre] Sıralamak” – bir takım keşiflere, şu an için en önemli amaçlardan birine – “siklon”un gerçekleştirilmesine – ulaşmada tahminen birincil önemi olan (“1ök”) veya ikincil öneme sahip (“2ök”) keşifler olarak işaret etmek.
*) “Keşfi Arşive Teslim Etmek”:
a) pnu 2ök olarak belirlemek ve en önemli keşiflerin iş listesinden çıkarmak,
b) onunla ilgili kaydı, kendi seyahatinin, kendi dünya tablosunun mevcut şemasının belirli bir yerine, onun diğer keşiflerle mümkün birkaç karşılıklı bağlantısını tespit ederek, yerleştirmek.
*) “Keşiflerin İş Listesi” – 1ök listesi. Böyle bir listenin oluşturulması, gayretlerin etkililiğini önemli ölçüde artırıyor.
*) “Araştırmanın Deviasyonu” – dikkatin, sabit olarak yan keşiflere çekilmesi, ki sonuçta inceleme duraklıyor.
Deviasyon, şu aşağıdakilerden biriyle motive edilebilir:
1) inceleme ile ilgili olan bir takım keşifler toplamını kapsamak sevinçli arzusuyla veya
2) beş muhafızdan (yenilgi korkusu, değişmeler korkusu, ES’lere aşırı doymaktan gelen “yorgunluk”, memnunluk, keşifler humması) gelen mekanik arzu ile. Bu durumda keşifleri sıralamak, 2ök’yi arşive teslim etmek, keşiflerin iş listesini daha kesin ve açık olarak belirlemek özellikle amaca uygundur.
*) “Pratikçiye Etki Etmek” – pratikçinin gayretlerini daha etkin, algılarının toplamını dad aha esinli yapmak sevinçli arzusuyla motive edilen hareketler toplamı.
*) “[Pratikçiye] Pasif Etki” – pratikçinin, bir takım buluşu kendi başına yapıncaya kadar beklemek, bunun yanısıra da yönlendirici sorular, tavsiyeler, şu veya bu olaylara, çelişkilere, kanunlara işaretleri kullanmak ve, buluş onun tarafından kendi başına yapıldıktan sonra ancak, bu buluş ile ilgili bir takım bilgiyi, algıların yeni hacimlerini daha çabuk öğrenmesi için, ona açıklamak.
*) “Aktif Etki” – pratikçiye, onun gayret ederek yapabileceği tahmin edilen buluşun hem formülünü, hem de bu buluş ile ilgili bir takım bilgiyi hemen açıklamak, onun:
a) bu buluşu yapmanın önceden tatmasını yaşaması için,
b) formüle edileni control etmek, onun doğruluğunda kendi başına ikna olmak sevinçli arzusunu yaşaması için,
c) paralel olarak, formüllerin doğruluğu tahmininden kaynaklanan hareketleri yapmaya başlaması için, böylece, keşifler toplamını doğrulayabilecek ve genişletebilecek ek bir tecrübeyi edinmeye başlayarak,
d) bununla, önemli bir değeri – tamamıyla bağımsız bir buluşu yapma tecrübesini, buluşları yapma, zafer, engelleri ve yenilgileri aşma coşkusunu, ebedi bahar hissi, kendine güven duygusunu v.s. – kaybetme bedeli karşılığında olsa da, çok zaman tasarrufu yapması için.
*) “Ilımlı Etki” – pratikçi, buluşu kendi başına elde etmek teşebbüsünde esaslı gayretleri harcadıktan, bir sıra ara buluşları yaptıktan sonra, ona buluşun nihai formülünü ve onunla ilgili bir takım bilgiyi anlatmak.
*) “Ateş Böcekleri” – benim direkt şimdi gayret etmeye başlayabileceğimden veya direkt şimdi daha fazla gayret etmeye – daha yoğun, daha sıkı, daha samimi bir şekilde gayret etmeye – çalışabileceğimden kendime hesap vermeye başlamama yönelik etkilerin toplamı: duvarlardaki notlar, saatin zilinin periyodik çalması, diğer insanın anlaşmalar doğrultusunda hareketleri v.s.
*) “Kontrol Edilen Geri Çekiliş” – öyle bir davranış tazıdır ki, ona gore, sen, eğer bir takım pratiği (mesela, ES’leri doğurma pratiğini) yapmayı deniyor, ancak gayretlerin yayınık, sonucun sönük olduğundan ve tatmin edici olmadığından kendine hesap veriyorsan, sen, memnuniyetsizlik, aleladelik ve çaresizliğin içinde, pratiği durdurarak, yapışıp kalmıyorsun, bunun yerine genellikle daha az parlak bir sonucu veren ve şu şartlarda daha az dikkat gerektiren bir pratiğe “iniyorsun” (mesela, ES’leri doğurmak yerine, arzuyu sesli olarak ifade etmeye başlıyorsun).
*) “Dişleri Geçirmek” – pratik esnasında (özellikle uzun süren biçimsel bir pratik esnasında), gayretlerin yayınık, sonuçların sönük olduklarından ve tatmin edici olmadıklarından kendine hesap verdiğin zaman yapılan hareketler. O zaman sen sanki silkiniyorsun, bir köpek gibi, kendini, tazeliği, gayretlerin netliğini artırarak, kamçılıyorsun ve, gayretlerin ve sonuçların eski, tatmin edici seviyesine dönüşü, kontroledilen geri çekilişe başvurmadan, elde ediyorsun.
*) “Kaplan Oynaklıkları” – dişleri geçirme başladığından hemen sonra tutuşan ES’ler (genelde bunlar sevinç, bayram coşkusu, ebedi bahar hissi, mücadele sevinci).
*) “Kokuşmuş Gerçekleştirme” – ben, az önce sa’ların var olduğunu ve onların hepsini gerçekleştirmeye yetişemediğimi hatırladığım zaman, şimdi var olan sa’ları aramak yerine, onların gerçekleştirilmesi olarak sandığım şeyleri mekanik olarak yapmaya başlıyorum. Yani ben, sa’ları gerçekleştirdiğimi düşünüyorum sadece, gerçekte ise onlar yoktur, sadece onların hatırası vardır, onun için bu hareketler – sahip olma arzusunun, kayıp duygusunun, bir şeyi kaçırmak korkusunun tecellisi olan mekanik arzunun gerçekleştirilmesidir.
*) “Birbiriyle Bağlı Faaliyet” – günlük işlerin öyle yürütülmesidir ki, bu olduğunda, onlar “bu, ES’ler dünyasında seyahat etmek için benim hazırlığımın bir parçası, bunlar, yapmak istediğim işlerdir, çünkü onların yapılması, benim tek hedefimin çözümünü kolaylaştırır” yorumu ile eşlik edilirler.
*) “Esinli Biçimsel Pratik” – yoğun bir NF ve ES’lerin fışkırmalarıyla eşlik edilecek kadar etkili olan bir biçimsel pratik.
*) “Biriktirici Biçimsel Pratik” – harcanan gayret sonrasında ancak kısa bir an için ES’lerin zayıf fışkırmalarıyla eşlik edilen bir biçimsel pratik, neden sonra NF veya “hiçbir-şey-olmuyor” ile değiştirilir.
*) “Muhafızın Gölgesi” – onu çok defa tekrar edilen aşmalar sonucunda o kadar az bir yoğunlukla tecelli olan bir muhafız ki, onu aşmak zorluk oluşturmaz.
*) “Şahsiyet Dışı Algılar” – şöyle bir özelliğe sahip algılar: ben, onları yaşadığım zaman, onlar ne kadar daha yoğun olursa, o kadar daha az bir emniyet ile “onları ben yaşıyorum”, “onları birine karşı yaşıyorum” diye söyleyebilirim. Onlar, en üst yoğunluk derecelerine ulaştıkları zaman, “ben onları yaşıyorum”, “onları birine karşı yaşıyorum” ayırt etmesi tamamen kayboluyor ve başka bir ayırt etme, rezonanslı olarak “algılar akımı”, “objesiz algılar”, “hiç-kimseden-hiç-kimseye-karşı-bir-algı” gibi cümlelerle tasvir edilen bir ayırt etme ve de Birlik Sektörü ES’leri meydana geliyor.
*) “Var Olan” – kederlenmeleri yaşayan insanlar tarafından bilimin kabul ettiği düzen ile tasdik edilen olağan algılar + kederlenmeleri gideren ve ES’leri üreten insan için ulaşılabilir olan algılar.
*) “Mekanik Ayırt Edici Şuurun Durdurulması” veya “Dünyanın Durdurulması” – herhangi bir emniyeti devreli algılama pratiği esnasında veya “dağlar değil, nehirler değil” pratiği esnasında, veya “dağ – bir taşlar yığını, Dalai Lama da – bir et parçası” gibi bariz ifadeleri tekrarlama pratiği esnasında yaşamak kolay olan bir olay. “Dünyanın durdurulması”nın rezonanslı tasviri – “dağ, ansızın başka bir şey daha oluyor”, yani tamamen yeni bir algı meydana geliyor ve bu algının yaşanması sonucunda dağın – sadece taşlar yığını, Dalai Lama’nın da – sadece bir et parçası olmadığı açıklığı meydana geliyor, ki aslında dağı bir taş yığını, Dalai Lama’yı da bir et parçası olarak görmek – bu, gördüklerini yorumlamak için, şüphesiz, uygun ve çelişkisiz (geniş sınırlarda) yöntemlerden biridir.
Dünyayı durdurarak, biz, alıştığımızın çerçevesi dışına çıkıyoruz ve, şüphesiz olarak var olduğuna rağmen algılamamaya alıştığımız şeyleri algılamaya başlıyoruz.
*) “Elle Yoklayarak İlerleme” – algılarda bir açıklık yok, ancak, belirli hareketlerden meydana gelen algıların o belirsiz topağını yaşamak ve, bu hareketleri yapmak arzusu vardır.
*) “Kruvazör Gidişi” – parlak ES’lerin, yoğun gayretlerin varlığıyla karakterize edilen, sanki hiçbir engelin kalmadığı ve, ayırt etmek hala mümkün olan engellerin de sadece kırılması kolay kabuklar olduğu imajıyla rezonans eden bir durum.
*) “Trigger” – şu anda pratiği yoğunlaştırmak sevinçli arzusunun meydana gelmesine ve/veya ES’lerin güçlenmesine getiren herhangi bir algı.
*) “Değerlendirme (Not)” – değerlendirileni sıraya koyan, yani onun bir takım değerler ıskalasında (“çok zayıf olarak ifade edilmiş”ten “çok güçlü olarak ifade edilmiş”e kadar) yerini belirleyen bir fikir.
Mekanik insanda ND ve PD’lerin otomatik ve kontrolsüz bir şekilde fikirlerin arkasından geldiklerine ve önemli ölçüde onlarla belirlendiklerine gore (onlar bir dereceye kadar daha, belirli durumda belirli ND veya PD’leri yaşamak mekanik alışkanlığıyla da belirlenir) ve de, duyguların az ya da çok “okunan” bir mimik ve sair bedensel tezahürleri uyandırdıklarının yanında, fikirlerin yabancılar için algılanır olmadıklarını hesaba alarak, “değerlendirme” hakkında söyledikleri zaman, bu tanımın içine sık olarak tanzim edici fikirlerin arkasından gelen duyguları da dahil ederler.
Otomatizmin derecesi yüksek olduğunda duygular, tanzim edici fikirlerin yerine geçer, mesela, bir insanda herhangi bir mefhum itiraz kabul etmez bir şekilde yerleşmiş bulunuyorsa, ona aykırı olan hareketler derhal ND uyandırır – ve, bu aykırılık ne kadar daha çok ifade edilmişse, ND’ler de o kadar daha yoğun olur, ki bunun yanısıra, asıl tanzim edici fikirler, çok sesli bir iç diyalog şeklinde tamamen var olmayabilir. Bu durumda duyguların yoğunluğu, tanzim etme yöntemi olarak hizmet eder.
Gene, değerlendirilen şahıs için sadece onu nasıl tanzim ettikleri, ona karşı nasıl duygular yaşadıkları değil, bunun arkasından nasıl hareketlerin geleceğinin de önem taşıdığını göz önünde bulundurmak gerekir. Onun için, mesela, “olumlu bir değerlendirme” hakkında söylerken, çoğu zaman, tanzim edici fikirler ve duyguların arkasından gelecek, değerlendirilen için istenen hareketler toplamını, bazen de, duygular ve fikirlerden bağımsız, sadece bu hareketleri kastederler.
Böyle ayrı türden olaylar “değerlendirme” kelimesi ile birleştirildiği için (ben, “okul notu” gibi bu kelimenin böyle dar anlamlarını artık anmıyorum), ussal açıklığın yokluğuna, aptallığa getiren bir karışıklık kaçınılmazdır. Mesela, eğer biri senin hakkında “o yakışıklı değil” diye düşünüyorsa (negatif değerlendirme), o, bunun yanısıra, sana karşı PD ve PT yaşayabilir (olumlu değerlendirme), çünkü kızlar arasında sen onun için rakip değilsin, ki, bunun yanında, o, istihfafla senin çirkinliğin hakkında kızlara söyleyebilir, yani senin tarafından istenmeyen hareketleri yapabilir (negatif değerlendirme) ve, aynı zamanda, kontrast ve kendi yakışıklılığını vurgulamak için o, seni kendisine yaklaştırabilir, senin istediğin nimetlerle seni hediyelendirebilir (pozitif değerlendirme) – mesela, yanlarına başka türlü yaklaşamayacağın bir yığın kızın bulunduğu itibarlı bir akşam partisine seni yanında götürebilir. Ve, bu lapa içinde söylemek mümkün mü acaba – onun seni “değerlendirmesi” nasıl? Bu karıştırmayı aşmak için, “değerlendirme”nin ne olduğunu belirlemek gerekir ve ben, değerlendirmenin, tanzim edici bir fikir olduğu üzerinde durmayı tercih ediyorum.
*) “Yüksek Değerlendirme” değerlendirileni [işaret edilen veya kastedilen bir ıskalaya göre] yiksek bir şekilde tanzim eden fikir.
*) “Pozitif Değerlendirme” (pod) – değerlendirilene karşı (değerlendirilenin yüksek veya düşük değerlendirilmiş olduğundan bağımsız) şu anda yaşanan PD’ler.
*) “Konstrüktif Değerlendirme” – değerlendirilenin arzularını gerçekleştirmesine destek vermeye yönelik faaliyetlerin (veya faaliyetsizliklerin) meydana getirilmesi (değerlendirilenin yüksek veya düşük, pozitif veya negatif değerlendirilmiş olduğundan bağımsız olarak).
*) “Alamet Belirtisi Taşıyan Olay”, “Alamet” – öyle bir olay ki, o olduğu zaman:
a) onun sır hissi, öngörme, hayatın gergin doluluğu ile beklenmedik bir şekilde parlak rezonansı vardır,
b) durmak, hareketsiz kalmak, bu olayı ve onunla rezonans eden ES’leri duyuların hepsi ile olabildiğince tam “emmek” sevinçli arzusu vardır.
*) “Alamet Belirtisi Taşıyan Arıza” – öyle bir alamet belirtisi taşıyan olay ki, o olduğu zaman, sen, etkili ve jesin adımlar yaparak, tam bir açıklık içinde ve tam bir dikkat ile hareket ettiğinden eminsin, sonuçta ise dalgınlık içinde, günlük marazmları yaparak, hareket ettiğin zamanki durum meydana geliyor.
*) “Esinli Seçim” – şu an için diğerlerinden daha kuvvetli olan bir sevinçli arzu gerçekleştirildiği zaman meydana geliyor (yani, mefhumlar, mekanik arzular, ND’ler ve diğer kederlenmelerin müdahalesi varsa da, ancak bu, kritik değildir, seçimi değiştirmez).
*) “Bayağılığn Büyük Kopukluğu” – kederlenmelerin alışık akımını mekanik olarak kesmek için etkili bir yöntem – seyahate çıkmak, hem ortamın, hem ilişkiler dairesinin, hem meşguliyetler çeşidinin bari bir ay için ani ve köklü olarak değişeceği şartlara kendini koymak. Bu, gayret edildiğinde, bayağılığın aralıksız duvarına kamayı daha kolay kakmaya, kederlenmelerin dayanıklı zincirini sarsmaya izin verir.
*) “Bedeni ES’lerle Yıkama Pratiği” – bir takım ES’leri yaşarken, dikkatini bedenin çeşitli kısımlarında gezdiriyor ve ES’in oraya geçtiğini, orada yaşandığını, o kısımdan yayıldığını tasavvur ediyorsun. Bunu, bu kısımda hoş serin ışınlı tazeliğin hissi içine “atlama” ile beraber yapmak etkilidir.
Sonuçlar farklı olabilir – bu kısımdaki nahoş, ağrılı hislerin iyileşmesinden, orada hazzın, derin uykudan uyanmanın, diğer ES’lerle rezonansın meydana gelmesine kadar.
*) “Bedeni ES’lerle Kuvvetlendirilen Yıkama Pratiği” – “bedenin bu kısmı ES’leri yaysın”, “bu beden, Budda’nın bedeni olsun”, “herkes bu yerden ES alsın”, “bu beden, ES’lerin parlayan bir pıhtısı olsun” gibi fikirlerin ifade ettiği arzu ile eşlik ettirmek. Bu fikirler, pratikte gedik açmak için çok etkili olan sadakat, kendini verme ile rezonans eder.
*) “Gençlik” – orgazmlardan, güçlü kederlenmelerden, besin zehirleriyle zehirlenmelerden sonra yenilenmenin ve de öğrenme, hareket aktifliğinin uyanmasının oldukça hızlı bir şekilde – yeni zehirlenme meydana gelmeden çok öncesinde – olduğu zamanki durum.
*) “İhtiyarlık” – bir sonraki zehirlenme olayının, önceki zehirlenmeden yenilenme daha tamamlanmadan önce meydana geldiği zamanki durum, ki sonuçta öğrenmek, hareket etmek, incelemek, değişmek, ES’ler için mücadele etmek sevinçli arzuları yoktur. Birçok insanda ihtiyarlık, daha 22-23 yaşlarında başlar. Ve bu, geri çevrilebilir bir durum olsa da, sıyrılmak, ancak müthiş ve/veya sevinçli gayretler harcamaya başlayarak, mümkün.
*) “ES’leri Belirtmelerinin Eşanlamlı Sıraları” – aynı ES’in farklı niteliklerini belirten kelimeler – farklı yoğunluğunu, derinliğini, keskinliğini v.s. ND için her dilde eşanlamlı kelimeler çoktur – mesela, endişe, kaygı, tedirginlik, telaş, kuşku – bütün bunlar aynı ND’nin eşanlamlılarıdır. Ya sadakat ES’i için eşanlamlı kelimeyi bul bakalım? Veya ebedi bahar hissi için? Onlar yoktur, çünkü insanlığın ES’leri yaşama tecrübesi hemen hemen yoktur. Dili oluşturmak gerekir. Ve, hatta eşanlamlıların yeterli gibi geldiği durumlarda bile, mesela – güzel, harika, enfes, şahane, mükemmel – onlar, kof çıkıyor, yani güzellik duygusunun belirli niteliklerini değil, PT, KÖD, KKD, izlenim bırakmak arzusunun derecesini belirten kelimeler, bazen de belirli bir anlamdan yoksun, sabunlaşmış klişeler olarak çıkıyor.
Eşanlamlı sıraların oluşturlması amaca uygundur, çünkü onların kullanımı, ES’leri daha net olarak ayırt etmeye izin veriyor, ki ES ne kadar daha net olarak ayırt edilmişse, o kadar daha parlak ve sabit olarak tezahür ediyor. Gene de bu, pratikçilerin aralarındaki temaslarını sadeleştirmeye izin verir.
Ayrı bir hedef – ES’lerin sabit akortlarını belirten terimlerin oluşturulması.
*) “Tanım Verme Pratiği” – tasvirleri ve tanımları verme, keşifleri ve gözlemleri biçimlendirme yatkınlıklarını – ki bunlar olmadan ES’lere doğru seyahat çok zor veya hemen hemen imkansızdır – oluşturmaya yönelik son derece etkili ve enteresan bir pratiktir. Pratik, en “anlaşılır” şeylere tanım vermekten ibaret – yastık, rıza, bahar, bekleme v.s.
Matematiğin öğrenilmesi (bundan zevk alındığı takdirde) çok güzel yatkınlıklar verir, bu yatkınlıkları, hem tanımları aramak için, hem de keşifleri tasvir etmek ve biçimlendirmek için kullanmak mümkündür.
*) “Biçimlendirme Arzusu” – soz zamanda yapılmış keşiflere toplu bir bakışı gerçekleştirmek ve terimler toplamını araya koymak sevinçli arzusu, ki bu:
1) keşiflere toplu bakışı, onların anlatılmasını kolaylaştırmaya,
2) keşiflerin mevcut telakkiler sistemine entegrasyonunu kolaylaştırmaya,
3) kendi telakkilerinde, keşiflerinde olan belirsizlikleri temizlemeye ve açıklığın en yüksek derecesine gelmeye,
4) yeni keşifler için olan sevinçli arzuların, beklentinin, incelemek arzusunun tezahür etmesine ve kuvvetlenmesine izin verir.
Biçimlendirme arzusu ve yeni deneyler, yeni gözlemler sevinçli arzusu, “ek bir inceleme çiftini” oluştururlar, ki buradaki birinci veya ikinci arzunun izafi ağırlığı basit bir yol ile belirlenir – daha güçlü olan gerçekleştirilir.
*) “İdefiks” – analiz etmek teklifini saldırgan bir biçimde reddin herhangi bir şekli ile eşlik edilen mekanik arzu.
*) “Boa Yılanı Zamanı” – bundan önceki yıllarda oluşmuş, güçlü ND’leri yaşamak alışkanlığından dolayı, izafi bir gerilemenin meydana geldiği, gün içinde bir zaman süresi.
Mesela, böyle bir zaman – sabah olabilir, eğer sen birçok yıl boyunca, seni bir koyunu gibi okula kovdukları zaman, güçlü ND’ler yaşıyordun. Eğer şu anın bir boa yılanı zamanı olduğundan kendine hesap verilirse, bu mekanizmayı aşmada sebatı ve kararlılığı göstermek, yapılması mümkün olanların bari en azını– mesela, “soğuk” biçimsel pratiklerini – yapmak, daha kolay olur.
*) “Hipotez” – incelemek için [seviçli] arzunun bulunduğu bir varsayım.
*) “Sosyal Deneyin (SD) İlericilikçi Amacı” – SD’yi düzenleme amaçlarından biridir – başarılı bir şekilde gerçekleştirildiği takdirde toplumun bazı tabakalarında öyle değişimlere getirebilir ki, bunların şimdi veya yakın bir gelecekte toplumun bir kısmını DYP fikirlerine karşı daha duyarlı veya, en azından, hoşgörülü yapmaya mümkün oldukları tahmin edilir.
*) “Ekstatiklik Eşiği” – ES’lerin niteliklerinin öyle bir belirmişlik derecesi ki, o olduğu zaman, ekstatik bir üstün mutluluk hali ile rezonans meydana geliyor, yani ES’ler, tanım olarak, “ekstatik” oluyorlar.
“Yoğunluk”, birinci derecede bir öneme sahiptir, ancak ekstatikliğin meydana gelmesine ES’lerin diğer nitelikleri de etki eder – keskinlik, kapsamın genişliği, derinlik.
*) “Mülteci” – öyle bir pratikçidir ki, onda, NF’nin zayıflamasına, zayıf bir EF’nin periyodik olarak tezahür etmesine ve ES’lerin nadir zayıf fışkırmalarına ulaştıktan sonra, egemen güç, memnunluk ve bu memnunluğu desteklemek arzusu oluyor. Yönelim, samimiyet, incelemek sevinçli arzuları sürekli azalıyor, memnunluk arzusu tarafından dışa itiliyorlar.
*) “Savaşçı” – öyle bir pratikçidir ki, onda, NF zayıfladıkça ve EF kuvvetlendikçe, ES’ler fışkırmaları sıklaşıyor ve kuvvetleniyor, yönelimin, samimiyetin, incelemek, kederlenmelerden ve, bu arada, memnunluktan da, serbestliği kusursuzluğa kadar temizlemeye devam etmek sevinçli arzularının kuvvetlenmesi meydana geliyor.
*) “Rafting” – sevinçli arzuları gayret etmeden gerçekleştirme tarzı.
*) “Kilitlenme” – öyle bir olay ki, o meydana geldiği zaman, herhangi bir faaliyete, konsantrasyonunu bozmadan, devam etmek arzusu, kederlenmeleri gidermek ve/veya ES’leri doğurmak için gyret etmek üzerinde konsantre olmak arzusuna ağır basıyor.
*) “Depar Koşuşma” – incelemek arzusu olduğu, ancak, bunun yanısıra, neyi yapmayı, nereden başlamayı net olarak bilmediğim zaman, meydana gelen bir durum ve, nasıl arzuların, nasıl fikirlerin ortaya çıktıklarını oturup anlamak yerine, ben önüme çıkan herşeye sarılmaya başlıyorum ve sonuçta tecrübenin kopuk parçaları, çok sayıda belirsizlikler meydana geliyor.
Herşeyin bu kadar belirsiz olduğundan dolayı incelemek arzusu bile zayıflayabilir veya kaybolabilir, “hayır, herşey çok karışıktır amma, ben bundan anlayamam” şüphecisi ortaya çıkabilir. Böyle bir metot (öne çıkan herşeyi alıp incelemek metodu) ancak çok kuvvetli bir incelem harareti olduğu zaman sevinç verir ve o zaman tüm bu belirsizlikler beklenti ile rezonans eder, herşeyi anlamak için 5-10 derecel bir sa vardır.
*) “Mağara” – inceleme esnasında meydana gelen ve beklenti ile rezonans eden bir belirsizlik.
*) “Dolgunluk” veya “Tamlık Duygusu” – ES’ler yaşandığı, sa’lar tezahür ettiği, ES’lere ulaşma ve kederlenmelerden kurtulma pratiğinde gayretler harcandığı zaman meydana gelen ve kuvvet kazanan bir algı. Rezonanslı olarak “hayat, ağzına kadar doludur” cümlesi ile tasvir edilir.
*) “Doymuşluk” – ND’lerden, PD’lerden, mekanik arzuları ve diğer kederlenmeleri yaşamaktan ve gerçekleştirmekten meydana gelen bir algı. Doymuşluk, ne kadar büyük olursa olsun, o hiçbir zaman “dolgunluğa” getirmez – her zaman, “sanki dipsiz bir fıçıya herşey düşüyor”, “hiçbir şey sevindirmiyor”, “herşey boşuna” gibi cümlelerle tasvir edilen hastalıklı bir hal kalır. Aleladelikten, can sıkıntısından, apatiden, diğer ND’lerden kurtuluşu arayan insanların olağan hatası – bunları izlenimlerle, yani doymuşluğu artırmakla, tıkamaya çalışmak, oysa bunu yapmak için tek yöntem – tamlık duygusunu artırmaktır.
*) “Kapanmak” – izlenimlerden yoğun bir memnunluk yaşamak ve/veya doymuşluğu yaşamak ve kuvvetlendirmek, izlenimleri edinme faaliyeti içinde kilitlenmek için güçlü bir arzu, bunun yanısıra, her türlü dışarıdan etkileme yoğun bir sinirlenmeyi, bundan alıkonmak zorunda olunacağı hakkında her fikir de – aleladeliğin, can sıkıntısının, bayağılığın ani olarak güçleneceği korkusunu uyandırır.
*) “Lastik” – tamamen aseksüel, antierotik bir kelime olan “poz”un – cinsel hisler yaşamak amacıyla alınan beden duruşu – yerine geçen terim.
*) “Keşifler Gayzeri” – birbirinin arkasından açıklık-ES’lerinin meydana geldiği, birbirinin peşinden keşiflerin ortaya çıktığı ve parlak ES’lerin tezahür ettiği zamanki esinli durum.
*) “Kuyruklu Yıldız Çekirdeği” (veya sadece “çekirdek”) – şu anda parlak ve net bir şekilde tezahür edilen ES’ler grubu.
*) “Kuyruklu Yıldız Kuyruğu” (veya sadece “kuyruk”) – çekirdek tezahürüne eşlik eden, onunlu rezonans eden ES’ler grubu, ancak bu grup, çok daha az parlak ve daha az net bir şekilde tezahür eder ve çoğu zaman hatta asıl hangi ES’lerin bu gruba girdiklerinde bile tam bir açıklık yoktur.
*) “Temel Kamp” – periyodik olarak benim için ulaşılabilir olan ve, onunla ilgili olarak, onun içinde bulunduğum zaman, ben, büyük ihtimalle, keşifleri şimdi olduğundan daha yüksek bir sıklıkla yapacağıma, hayatımın benim için çekici olan algılarla çok daha dolu olacağına 5 dereceli bir emniyetin bulunduğu bir durum.
*) “Marmot” – hatırası herhangi bir ES için sağlam bir esinli faktör olmuş bir olay.
*) “Isırıcı Hayvan” – esinli fonun hacminin artmasından sonra meydana gelen ve bu artışın etkisini eşitleştiren memnunluğa karşı koymak arzusu.
*) “Marmot’u Kolaçan Etmek” – herhangi bir durumun marmot olabileceğine dair açıklığı desteklemek – mesela, direkt şimdi olup bitenler marmot olabilir, ki önceden hiçbir zaman bilemezsin, çünkü en çeşitli durumlar marmot olabilir – hatta ES’lerin yaşanmadığı durumlar bile. Marmot’un kolaçan edilmesi, bayağılığı, aleladeliği düşürüyor.
*) “Isırıcı Hayvancık” – esinli fonun hacminin artmasından sonra memnunluğun meydana geldiği zamanki durumda ısırıcı hayvanın ortaya çıkması için arzu.
*) “Kindar Cüce” – öyle algılar toplamıdır ki:
a) negatif fon (çoğu zaman negatif fiziksel hisler, ND’lerin ani fışkırmalarıyla eşlik edilen bir negatif fon) olduğu zaman, çok berbat bir durumda olduğuma dair, esinli fonun olmadığına dair açıklığın meydana geldiği zaman, “NF’yi gidermeyi denesem mi”, “ES’lerin içine atlamayı denesem mi” fikri meydana geldiği zaman, tezahür ederler,
b) “olsun, boşver”, “NF’yi daha sonra gidermeye çalışırım, şimdi zamanım yok”, “yoruldum, şimdi istemiyorum” gibi fikirlerden, pratik, pratikçiler, ES’ler ile ilgili olan herşeye yönelik sinirlenmenin ve hatta saldırganlığın ani fışkırmalarından oluşmaktadırlar,
c) sık olarak zamanı öldürme hareketleriyle eşlik edilirler – cep telefonu veya bilgisayardaki aptallaştırıcı bir oyunun içine sürüklenme v.s.
*) “Uyuşuk Cüce” – “kinder cüce”nin aynısıdır, ancak, sinirlenme ve saldırganlık yerine, kapanıklık, çaresizlik, apati ortaya çıkıyor.
*) “Jerry” – kindar ve uyuşuk cüceleri gidermek, NF ve NEH’in içine dalış süredurumunu kırmak, defadan defaya ES’lerin içine atlamak arzusu.
*) “Tom” – Jerry’nin tezahür etmesi için arzu.
*) “Aptallık Stenisi” (Yunanca “astheneia – güçsüzlük, halsizlik”) – kendi cari algılarını ayırt etmek arzusuna karşı olan negatif tepkilerin toplamı. Sinirlenme, memnuniyetsizlik, “daha sonra bir gün” gibi fikirler v.s. – kendi algılarını ayırt etmek arzusunu bastıran bütün tepkiler.
*) “Cebri Keşif”. Başka türlü – “küçük hücum”, yani gayretlerin önceden kararlaştırılmış düşük yoğunluğuyla (3-4 derecede) yapılan bir hücum. Amaç – cebri keşif esnasında algıları gözlemlemek – nasıl engeller ortaya çıkıyor, onlar nasıl tezahür ediyor (savaşta, bir müfrezenin, ateşi kendi üzerine çekerek, ilerlediği gibi, ki düşman, üzerine ateş etmeye başlayınca, kendi ateş koruganlarını belli ediyor). Bu, hücum anında bu engellerin ortaya çıkacaklarına önceden hazırlanmaya, onları bari biraz önceden incelemeye, onlara önceden hazırlıklı olmaya izin verir.
*) “İhtiyaç” – yoğun ve sabit bir sevinçli arzu.
*) “Değişmek Sevinçli Arzusu” – bu, genel olarak yaşadığım halleri değil, zaman zaman yaşamış olduğum ve, onları yaşarken, daha fazla çekici algılar – daha fazla zevk, daha fazla haz, hayatın tamlığı, ilgi, önceden tatma v.s. – bulunan halleri yaşamak sevinçli arzusu. Yani, aslında DYP’yi pratik eden biri için değişmek sevinçli arzusu – bu, daha fazla ES yaşamak için sevinçli bir arzu veya, daha genel olarak söylersek, bu, daha fazla ES yaşanan halleri yaşamak sevinçli arzusu. Mesela, Himalaya’ya piste gitmek arzusunu ben değişmek arzusundan sayarım, eğer bu pist arzusu, onda ortaya çıkacak ES’leri önceden tatma esnasında meydana geliyorsa.
*) “İlerici Hareketler” – insanı, kendi hallerini gözlemlemeye ve incelemeye teşvik eden ve, sonuç olarak, onu ES hacminin artmasına veya, en azından, ES’leri yaşama ihtimalinin (değişmek sevinçli arzusunun tecelli etmesi aracılığıyla) artmasına getiren, herhangi bir davranışlar toplamı.